21 Mart 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Acıkmadan oturmayacaksın sofraya, doymadan kalkacaksın. Acıkmadan yemeyeceksin. Sünnet-i Resûl, sallallahu aleyhi vesellem. Acıkmadan sofraya oturmaycaksın, doymadan kalkacaksın. Çok uyumayacaksın. Normal uyku, beş saat, beş buçuk, altı saat. Altı saatden ziyâde yok. Çocuklara sekiz saat, ufak çocuklara. Büyükler, altı saatde kalkması lâzım. Fazla yok. Sonra uykun gelirse biraz yatarsın gene, yarım saat filan, kalkarsın. İnsan uykuyla hasta olur.
Hazret-i Ömer zamanında Kayser, Rûm pâdişahı, Medîne-i Münevvere'ye doktor göndermiş. Hiç müracaat eden yok. Herkes sapasağlam, namazda, câmide, filan.
Hiç namaz kılan müslüman hasta olur mu? İmkânı yok, hasta olmaz namaz kılan müslüman. Meğer ki sârî hastalık ola. O ne demek o namaz kılmak! O ortopedici doktor öyle söyledi, anlata anlata bitiremedi, namazda böyle oturmanın fazîletini, Alman ortopedici.
Hastalık yok. Sonra müracaat etmiş doktor Hazret-i Ömer'e, demiş ki, "Beni Kayser gönderdi buraya, herhalde ben hıristiyanım diye kims egelip bana müracaat etmiyor" demiş, "siz emîre'l-mü'minînsiniz söyleyin, hastalar gelsin, ben bakayım". Hazret-i Ömer demiş ki, "Biz hasta olmayız" demiş, "müslümanlar hasta olmaz" demiş, "üç şeye riâyet ederler, üç şeye riâyet eden hasta olmaz" demiş, "Bir, çok uyumazlar, acıkmadan sofraya oturmazlar, doyamadan sofradan kalkarlar" demiş, "müslümanların sıfatları budur. Onun için hasta olmazlar" demiş.
İftarda az yiyeceksin. Öyle mal bulmuş mağribî gibi hemen yemeğe dalmaya lüzûm yok. Az yemek, büsbütün aç kalkmak manasına değil de, öyle alabildiğine yemeyeceksin. Eyyâm-ı sâirede her gün yediğin kadar yersin işte. Fazla yememeli iftarda.
Sonra pişmiş şeyle orucu açmamalı. Çorbayla olmaz. Çiğ şeylerle açmalı. Meyvayla açmalı, tuz, su, meyva. Hurma olursa daha güzel tabii, zevkli oluyor hurma. Tatlı olursa, tatlı zihni toplar. Bazı ufak çocukların zihni dağınık olur, dersi kafada tutamazlar, onlar sabahları mektebe giderken, tatlı yedirmelidir, ufak çocuklara. Balı tercih etmeli, şekerli şeylere değil. Balı, pekmezi filan.
Vaktiyle ben okurken Fâtih Câmisinde, o devrin hocaları şeker yedirmezlerdi, bağırırlardı, "Şeker yeme! Şeker yeme! Şeker yeme! Pekmez ye! Bal ye!" filan. Bazı züppeler küfür ederlerdi hocaefendilere, "Pezevenkler bize şeker yedirmeyecekler be! Baksana ne diyor, şeker yeme". Şimdi çıkdı meydana şekerin ne olduğu. Avrupa'da şeker yemiyorlar, katiyyen. Amerika'da da öyle. Yılandan kaçar gibi kaçıyorlar şekerden, yemezler Avrupalılar şeker meker. Pek enderdir yiyeni. Yese de az yer yani. Şeker yemiyorlar.
Çiğ şeyle orucu açmalı. Hafif yemeli iftarda, sonra sahurda biraz daha fazlaca yemeli. Eğer oruçdan fayda görmek istiyorsa bir adam yani maddî kısmından. Bir de manevî faydası var. Emr-i ilâhî, Allah'ın emri. Hakk Teâlâ'nın mükâfâtı var, oruç tutanlara, o ayrı. Bu işimdi maddî olarak fayda görmek isteyenler, bu şekilde orucu yapmalı. Ateşde pişmemiş şeylerle iftar etmeli ve hafif yemeli akşam iftarında. Sonra sahurda da biraz fazlaca yemeli. Ve tehir etmeli sahuru, imsak kesilesiye kadar.Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Mü'minler günde iki defa yemek yerler. Ağır işçiler müstesnâ. Üç defa yiyen, makbûl değildir. İki yemek yiyecek mü'minler. Çok yiyen, çok uyuyan, çok içen, keneflerde dolaşır. Az yiyen, az uyuyan, az içen, Allah huzûrunda, velîler huzûrunda dolaşır.
www.muzafferozak.com