31 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Zekâtını veremiyorsun, sayıyorsun sayıyorsun bir türlü vermeye kıyamıyorsun! Hem de azar azar verme öyle! Zekâtını vereceğin fakîr, nâmuslu bir kişi ise biraz fazlaca ver ki kendine sermâye edinsin seneye o da zekât versin.
Cüneyd-i Bağdâdî Hazretlerine birisi gelmiş, "Ben size dervîş olup nefsimi ıslâh etmek istiyorum, lutfen beni dervîşliğe kabûl edin" demiş. Hazret-i Cüneyd, "Paran var mı?" diye sormuş. Adam "Var" deyince, Hazret, "Peki öyleyse önce paranı fukarâya dağıt sonra gel" demiş. Adam gitmiş, uzun bir müddet sonra tekrar gelmiş. Hazret, "Paraları dağıttın mı?" diye sormuş. Adam "Evet dağıttım" deyince, Hazret "Niçin bu kadar uzun sürdü?" diye sormuş. Param çokdu, topluca vermek istemedim, azar azar dağıtmak da biraz zaman aldı" deyince, Hazret, "Dağıtırken bile azar azar verdiğine göre demek ki sen parana kıyamıyorsun. Bu mal sevgisi ile sen dervîş olamazsın" buyurmuşlar.Efendi Hazretleri, zekâtın da kurbân etinin de küçük parçalara bölünerek dağıtılmasını tasvîb etmezlerdi. "Vereceğiniz şey hiç değilse fukarânın bir ihtiyâcını gidersin, dişinin kovuğuna gitsin" buyururlardı.