15 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
"Allah'ın Rahmetinden Tard Olunanlar" başlıklı yazımızda îzâha çalıştığımız hadîs-i şerîfde zikredilen üç zümreyi, orada zâhiren ele almışdık. Bunların bir de derûnî tarafları vardır zîrâ Sultân-ı İklîm-i İlm-i Ledünn olan Resûl-i Kibriyâ aleyhi ekmelü't-tahâyâ Efendimizin sözleri Kur`ân âyetleri gibidir. Yani hadîs-i şerîflerin zâhiri vardır, bâtını vardır, enfüsî tarafı vardır, âfâkî tarafı vardır. Her hadîs-i şerîfde nice hikmetler vardır ki ulemâ şerhinden âciz kalmışlardır.
Şimdi hadîs-i şerîfde zikredilen üç zümrenin her biri ile kasdedilen derûnî ma'nâ nedir, onlara bakalım :
1. شَيْخٌ زَانٍ : Zinâ eden ihtiyâr ile kasdedilen, sadece bu günâhı irtikâb eden yaşlılar değil, ölümü unutarak, ısyâna dalanlar, nefsine esîr, şehvetine zebûn olanlardır yani ne kadar yaşarsa yaşasın bir türlü dünyâ zevklerine doymayanlardır. Bir ev daha alayım, bir arabam daha olsun, bir metres daha tutayım, bir de uçağım olsun kabîlinden hep hevâsının peşinde koşanlar bu zümreye dâhildir. Bunlar zâhirde ma'bûd olarak Allah'ı kabûl ediyorlarsa da, Allah'a değil nefslerine taparlar. Bu yüzden de hadîs-i şerîfde zikredilen şiddetli azâbı hak etmişlerdir.
2. مَلِكٌ كَذَّابٌ : Yalancı melik ile kasdedilen, sadece bir ülkeye kral, bir devlete baş olan kimse değil, Allah'ın bir çok nimetlerine nâil olduğu halde hiç bitmeyen bir hırsla fazlasını isteyen ve bunun için yalan söylemekden, iftirâ etmekden, bir rakîbinin hattâ bir arkadaşının ayağını kaydırmak için hîle yapmakdan çekinmeyen kimselerdir. Bunları bekleyen şiddetli azâbın sebebi de işte bu hiç bitmeyen hırslarıdır.
3. عَائِلٌ مُسْتَكْبِرٌ : Büyüklenen fakîr ile kasdedilen muhtâc oldukları halde kendilerine uzatılan yardım elini kibir ve gururları yüzünden reddeden kimselerdir. Bunlar sadece bildiğimiz fakirler ve yoksullar değildir, onlardan başka ilim fakirleri, irfân yoksulları, edeb fukarâları gibi birçok zümreler vardır. Meselâ öyle câhiller vardır ki hem bilmez hem de bilmediğini öğretmek isteyene kızar, i'tirâz eder hattâ düşmân olur. Öyle edebsizler vardır ki, "gel sana edeb öğreteyim" diyenlere, hakâret eder. Öyle irfansız insanlar vardır ki, büyük bir mürşid-i kâmilin irşâdını bile reddeder. İşte bunlar da kibirleri sebebiyle şiddetli azâbı hak etmişlerdir.
Bu sekiz şeydir belâyı ehl-i dünyâ bil yakîn
Hırs u şehvet fahr u ziynet lu'b u gaflet kibr ü kîn