12 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
İlkbaharda ölü toprak diriliyor ve içinde bulunan maddeler filizlenerek yeryüzüne çıkıyor. Bütün bir kış toprak altında kalan tohumların ve tânelerin ölü olmayıp, hayatta bulunduklarını isbât için başka delîle gerek var mı? Toprağa gömülen her insan cesedi de işte o tohum ve tâne gibidir, yani ölü değil diridir ancak gözlerden silinip gitmiş, bir bakıma gizlenmişdir. Bu sebeble, ölenler ölümle yok olup gitmezler. Onlar, toprağa ekilen tohumlar gibidirler ve mahşer günü hesap vermek üzere tekrar toprağın üstüne çıkacaklar, amellerine göre mükâfâtlandırılacak veya cezâlandırılacaklardır. Nasıl ki, ilkbaharda yer üstüne çıkan filiz veya bitkinin mâhiyeti belli oluyorsa, insanoğlu da kıyamet günü ekildiği yerden kalkacak ve mâhiyyeti hem halka hem de kendisine bildirilecekdir.Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Bilmiş olunuz ki, ilkbahar haşrın misâlidir. Dikkat ve ibretle bak! Ölü toprak, bağrında gizlediği tohumun nüvesini nasıl meydana getiriyorsa, İsrâfil aleyhisselam sûrunu ikinci defâ üflediği zaman kabirlerinde yatan insanlar tıpkı baharda kara toprakdan fışkıran bitkiler gibi , insanlar da kabirlerinden kalkacaklar ve mahşer yerinde toplanacaklardır.Bahârın öldükden sonra dirilmenin misâli olduğu Kur`ân-ı Kerîm'in beyânı ile sâbitdir. Sûre-i Yâsîn'deki "وَآيَةٌ لَّهُمُ الْأَرْضُ الْمَيْتَةُ أَحْيَيْنَاهَا وَأَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ Ve âyetün lehümül ardul meytetü, ahyeynâhâ ve ahracnâ minhâ habben fe minhü ye'külûn" âyet-i kerîmesi buna işâret eder.