23 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu anlatacağım şey, emîn olun ki çok acâib. Bir gün dükkâna bir kadın geldi, yaşlı bir kocakarı. "Ben şimdi Beşiktaş'dan geliyorum" dedi. Çok enteresan! Dedi ki, "Millet, Barbaros Hayreddin Paşa'nın heykeline yüzünü dönmüş, türbesine arkasını çevirmiş". Benim haberim yok, meğer o gün kabotaj bayramı varmış. Kadın diyor ki, halkın yüzleri Barbaros Hayreddin Paşa'nın heykeline dönük, orada konuşma yapıyorlar, hepsinin arkası türbeye dönmüş. Yani millet, Hazret'in cesed-i mübârekine arkasını dönmüş. Kadın dedi ki, "Paşa, türbenin içinde beyaz atlasdan bir sedire oturmuş, böyle acâib acâib, teaccüble halka bakıyor".
Ben kendi kendime, bu kadın hayâl gördü gâliba, dedim. Çünkü bazen bana böyle kadınlar geliyor, hayâl görüyorlar, gördükleri hayâlleri gerçek gibi anlatıyorlar. Bu da herhalde öyle bir kadın dedim. Kabrin içinde kim oturuyor, ne yapıyor, nereden görecek, olacak iş değil. O zaman aklıma öyle geldi, bu kadıncağız hayâl gördü herhalde, hayalpereset bu, dedim. Çünkü bazı adam câmide Allaaaah diye bağırıyor. "Ne oldu?" diye soruyorsun, "Kubbeden aşağıya melek indi, elinde bir kılıç vardı" filan diyor. Belki melek indi ama meleğin kılıçla ne işi var yâhu. İşte böyle hayâl görüyorlar bazen, ben de onu hayâlli kadın zannettim.
Sonra bir takım kitaplar aldım. O kitapların arasında bir yazma eser rast geldi. Kitabı açdım, kitabın ismi, "Kâşifü'l-umûr esrâru'l-kubûr". Onu okudum. Aaaa! Bir de ne göreyim. Kadının söylediği şey aynıyla kitapta yazıyor. İmkânı yok ki, kadın o kitabı okumuş olsun da gelip bana söylesin. Kitâp Arapça, kadın Türk, Arapça bilmiyor. Kitâpta "Îlâ-yı kelimetullah için cihâd eden gâzîler, kabirlerinde beyaz atlas üzerinde, yan otururlar" diyor. Aynen kadının söylediği gibi. Hayret ettim. Meğerse kadın velî imiş. Nereden bileyim ben kadının velî olduğunu. Ben hayâl görmüş diye kadına hiç kıymet vermedim. Aynen burada olan bir hâdise. Böyle kadınlar da var, böyle erkek kadınlar da var!Son zamanlarda bir çok türbenin ve tekkenin tamir edildiğine ve bunların bazı vakıflara ve kuruluşlara tahsîs edildiğine ve bu mekânlarda bir takım toplantılar ve faaliyetler yapıldığına şâhid oluyoruz. Fakat maalesef bu mekânlarda toplanarak bir takım faaliyetlerde bulunan kimselerin, bulundukları yerde yatanlardan haberleri bile olmadıklarına, hattâ o mekânların kudsiyyetine yakışmayacak hâl ve hareketler içinde olduklarına şâhid oluyoruz. Emîn olun ki, o türbelerde yatan zevât da, türbelerinde bulundukları halde kendilerinden habersiz olan bu şuursuzlara, tıpkı Barbaros Hayreddin Paşa'nın, kabotaj bayramı vesîlesi ile yanı başına kadar gelip türbesine arkasını dönen şuursuzlara baktığı gibi hayretle bakmakdadırlar.