Bâtın Abdesti Nasıl Alınır?

11 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri abdeste dâir bir hutbelerinde buyurdular ki :

Abdestin bir mikdar esrârından bahsedeceğim. Evvelâ ellerimizi yıkarız, hepiniz biliyorsunuz bunu. Ellerimizi yıkadık. Allah'a söz vereceksin. "Yâ Rabbi, zâhirde şu elimi yıkadığım gibi, senin rızân olmadığı bir yere elimi sürmeyeceğim Yâ Rabbi. Ancak senin rızân nede vardır, oraya elimi süreceğim. İşte zâhirde su ile elini yıkadın, kirini tathîr etdin, bâtın abdesti de bu. "Rızân olmadığı yere Yâ Rabbi elimi sürmeyeceğim". Şimdi, Allah'a böyle söz verince bir adam, günde beş defa, bir daha Allah'ın râzı olmadığı bir yere bu el sürülür mü? Bu el ihânet eder mi? Bu el çalar mı? Bu el vurur mu? Ancak Hakk için vurur. Ancak Hakk için yazar. Ancak Hakk için söyler. Geçiyoruz.

Ağzımıza su verdiğimiz vakitde, "Yâ Rabbi, dilimle seni zikredeceğim, gıybet yapmayacağım Yâ Rabbi, kalb kırmayacağım Yâ Rabbi, kötü söylemeyeceğim Yâ Rabbi, yalan söylemeyeceğim Yâ Rabbi". Zâhirde ağzını yıkadın, hakîkatin abdesti de budur. 
Yine burnuna su verdiğin vakitde, sünnet-i seniyye, "Yâ Rab, burnumla senin râzı olmadığın şeyleri bana koklatma, bu burnumla ben Muhammed'in kokusunu duyayım, sallallahu aleyhi vesellemin, îmân kokusunu duyayım, îmân lezzetini tadayım Yâ Rabbi". 

Yüzüne suyu vurduğun vakitde, vurduğun vakitde, zâhirde yüzünü tathîr ediyorsun, bâtında "Yâ Rabbi, senden başka kimseye yüz tutmayacağım. Yüzümü kara etme. Zillete düşmeyeceğim Yâ Rabbi. Nâmerdlere muhtâc etme beni Yâ Rabbi". 
Bir nebzesinden bahsediyorum.

Sağ elini, kolunu yıkadığın vakitde, zâhirde sağ kolunu yıkayacaksın, bâtında, bâtın abdesti de böyle, "Yâ Rabbi, berâtı sağ eline verilenlerden eyle". Yarın yevm-i kıyâmetde, "وَكُلَّ إِنسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَآئِرَهُ فِي عُنُقِهِ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَابًا يَلْقَاهُ مَنشُورًا * اقْرَأْ كَتَابَكَ". Kimin kitâbı, sağ elden verilirse, o adam mesrûrdur, felâha ermişdir, necâta ermişdir ve cennete girmişdir. "Yâ Rabbi bu kolumu senin rızâna kullandır. Yâ Rabbi bu kolumu ehl-i islâma ve insâniyyete muhabbetle uzattır Yâ Rabbi, kötülükle ihânetle değil".
Sol kolunu yıkadığın vakitde, zâhiren sol kolunu yıkıyorsun, bâtınen, "Yâ Rabbe'l-âlemîn, kitâbımı sol elimden verme. Beni ashâb-ı şimâlden eyleme". Allah'a yalvaracaksın. Gönlün Allah'da olacak. Elin suda, kalbin Allah'da. Kafan başka yerde, elin suda olursa kıymeti yok onun. Kâfir de yıkanıyor zâhir kısmında. "Yâ Rabbi sol eline kitâbları verilenlerden eyleme beni Yâ Rabbi". Yandın o vakit, yandın! Felâket!
Başımıza mesh etdik. Mesh ederken, "Yâ Rabbi, başıma îmân tâcını koydun, kaldırma". Çünkü "yehdî men yeşâu ve yudıllü men yeşâ", Allah dilediğini dalâlete, dilediğini hidâyete sevkeder. Kâdir-i mutlakdır Allah. Onun için "Yâ Rabbi, başıma nûr-ı îmânı koydun, îmân tâcını koydun, başımdan alma. Ben ehl-i islâmı ve senin kitâbını başıma tâc eyledim", o manâya. Zâhirde başını ıslattın.

Kulaklarına mesh ederken, sünnet-i seniyye, "Yâ Rabbi, senin kelâmını bana işittir, işittiğim kelâmından lezzet ver, ehlullahın sohbetinden bana zevk ver Yâ Rabbi". Vermezse anlayamazsın. Ne Kur`ân'dan anlarsın, ne Peygamber'in sözünden anlarsın, ne evliyâullahın sözünden tat, lezzet duyarsın. Allah zevk versin ki, gaflet pamuğunu kulağından çıkarsın ki işitesin. 
Ve boynuna mesh ederken, sünnet-i seniyye, zâhirde boynuna mesh edersin, hakîkatde, "Yâ Rabbi, boynuma zincirler vurma, guller vurma Yâ Rabbi". Evet, esteîzübillah, "اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالًا وَسَع۪يرًا innâ a'tednâ lil kâfirîne selâsile ve ağlâlen ve sağîrâ". Sûre-i İnsân. "Biz kâfirler için guller hazırladık ve zincirler hazırladık. Zincirlere vuracağız ve gullere boyunlarını. Yani boyunlarına ve ellerine zincir takılacak kâfirlerin. Zâten bu âlemde onların ellerine ve boyunlarına zincir takılmışdır. Küfür zinciri takılmışdır, isyân zinciri takılmışdır, kabahat zinciri, günah zinciri takılmışdır. Farkında bile değil.

Sağ ayağını yıkadığın vakitde, zâhirde ayağını yıkayacaksın, bâtında şöyle abdest alacaksın, iç âleminde, "Yâ Rabbi ayağımı kötü yerlere götürme, senin râzı olmadığın yerlerde dolaştırma Yâ Rabbi. Ayağımı sırâtdan sürçme Yâ Rabbi. İslâm'dan ayağımı kaydırma. Cehennem üstüne gerilen sırâtdan ayağımı kaydırma Yâ Rabbi". 
Abdestini böyle alırsın.

Burada büyük incelik var. "يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا yâ eyyüllezîne âmenû, ey îmân edenler, "إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ izâ kumtüm ile's-salâti fağsilû vücûheküm, sizler namaza kalkdığınız vakitde, namaz kılmaya niyet etdiğiniz vakitde, yüzlerinizi yıkayınız". Bir adamın bir yüzü vardır değil mi? "Yüzlerinizi yıkayın" diyor Cenâb-ı Allah. Hem yüzün zâhirini hem bâtınını yıkayacaksın. "وَاَيْدِيَكُمْ ve eydiyeküm, kollarınızı" diyor, kolunuzu demiyor. Kolunu demiyor, kollarınızı diyor. 

Ey mü'minler! Abdestin esrârından bir mikdar haber verdik. Mü'min, zâhiri bâtını temiz, dilinden hayır, elinden hayır, gözünden hayır, her efâlinden hayır gelendir, halka şerri dokunmayandır mü'min. 
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön