Bâtın Temizliği

13 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri Kitâbü'n-Netîcesinde şöyle buyuruyorlar :

"فَاَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ اللّٰهِۜ fe eynemâ tüvellû fe semme vechullah" ki Hakk Teâlâ'nın cemî'-i eyniyyâtda cemâl ve celâli ile tecellîsine işâretdir ki onda cihet-i mu'ayyeneye teveccüh ile kayd yokdur. Bu ma'nâya vasl-ı hakîkî derler ki vech-i mutlakdan vech-i mutlaka teveccühdür. Tavâf-ı Ka'be gibi ki sûreten ve ma'nen onda cihet-i vâhide ile tekayyüd yokdur. Ve ol vasl-ı hakîkî ki sûret-i salât-i mukayyedede ma'nâ-yı salât-i mutlakadır, onun husûlüne tarîk-ı âb-ı fasl ile vudû'dur. Yani vudû' ki mâsivâdan infisâl ve salât ki Hakk'a ittisâldir, vudû'-i hakîkîdir. Zîrâ salât-i hakîkiyye vudû'-i hakîkîye mevkûfdur. Salât-i şer'iyye vudû'-i şer'î üzerine mevkûf olduğu gibi. Pes, sûret-i salât hakîkat-i salâta remzdir.

Pes, ol ki sûretle mukayyeddir, infisâl ve ittisâl ne idüğün bilmez. İşte bu infisâl ve ittisâlden küfr ve îmân mertebeleri fehm olundu. Yani infisâlden murâd küfr-i hakîkîdir ki mukaddemdir. Ve ittisâlden murâd îmân-ı hakîkîdir ki muahhardır. Zîrâ binâ gibidir ki esâs üzerine mebnîdir. Gel imdi küfr-i bi't-tâgûtu tahsîl edegör, tâ ki îmânı bulasın ve netîceye eresin. Ve illâ da'vâyı ko. Zîrâ bilâ-tahâretin mescide girilmez ve namâzda durulmaz ve mushafa el urulmaz.

Kâlallahu Teâlâ : "لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ lâ yemessuhû ille'l-mutahharûn". Yani ednâs ve ercâsdan tamâmen temizlenmeyenler ona dokunamaz. Öyleyse muhakkak mutlak tahâret ehlinden ol.

Ey 'aceb basmaz ayağın mescide
Bî-vudû' olan eğerçi var cû

Yani nehr-i cârî vâr iken abdest alıp mescide dâhil olmayanın hâlinden ta'accüb olunmalıdır. Maksûd feyz-i ilâhî ve mescid-i kalbdir. Pes, âb ile tahâret-i zâhire hâsıl olup mescide vusûle ve salâta duhûle teheyyü' ve isti'dâd bulunduğu gibi feyz-i ilâhî ile dahi tahâret-i bâtıne müyesser olup kalbe doğru hareket ve salât-i "fe semme vechullah"ı kılmağa sühûlet vücûd bulur. Eğerçi ol feyzi bulmağa ibtidâdan taleb-i vesîle lâzımdır. Hazret-i Mûsâ Hazret-i Hızır'ı aleyhimesselâm taleb etdiği gibi. Nitekim Tenzîl'de gelir : "هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْدًا".  Pes, talebde netîce hâsıl oldu ki vicdândır. Nitekim gelir : "فَوَجَدَا عَبْدًا مِنْ عِبَادِنَٓا "Fe-emmâ netîcetü'n-netîce hâsıl olmadı ki vasl-ı feyzdir. Zîrâ 'avâik 'avk etdi. Onun için buyurur : "هٰذَا فِرَاقُ بَيْن۪ي وَبَيْنِكَۚ". Yani bu sûret-i vasl ma'nâ-yı vasla müeddî olmayıp âhir sûreten ve ma'nen firâk hâsıl oldu. Ve gâh olur ki vesîle 'inâyet-i Hakk olur, zâhirde rehber yok iken. Nitekim Hazret-i Hızır dâhil-i zulümât oldukda âb-ı hayâta vâsıl oldu. Ve ona matlûb bilâ taleb derler ki mehâdîm hâlidir. Fa'rif.

"Semme vechullâh" namâzın kılmağa
Vasla âb-ı fasl ile aldı vudû'
Listeye geri dön