23 Nisan 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Ramazân-ı Şerîf'in son günü yapdıkları sohbetde buyurdular ki :
Senede beş gün oruç tutmak haramdır. Birisi Ramazan Bayramının birinci günü, dört gün de Kurban Bayramı, beş gün oruç haramdır. Ramazan Bayramı üç gün değildir. Duymasın büyükler, bir güne indirirler aşağı doğru. Üç gündür, yetişmiyor çünkü. Yetişmez ziyâretler miyâretler onun için üç güne çıkarmışlar. Bir de namaz meselesi. Yağmur yağarsa namaz ikinci gün kılınır. İkinci gün kılınmazsa üçüncü gün kılınır, câizdir. Ben bizim câmide öyle yapdım.
Sabahleyin bayram namazında vaaz ediyorum ben, adamın birisi çıkarmış bana saat gösteriyor. Ben de bizim saati çıkardım ona gösterdim. Birbirimize saat gösteriyoruz, nümâyiş yapıyoruz, gösteri. Ben sordum, "Ne marka seninki?". "Şimendifer". "Benimki Mavado". "Kaça aldın sen?". "Yâhu" dedi "vakit geliyor". "Ne vakti bu? Ahir zaman mı, ne vakti bu, ecel vakti mi?". "Yok kardeşim, bayram namazı vakti". "Ben sizi bulamıyorum ki hergün burada". "Ne olacak?". "Öğlene kadar anlatacağım" dedim. Yaa öğlene kadar. "Bakdık vakit geçdi, zevâl vakti girdi, yarın gelirsiniz yarın kıldırırım. Çünkü câizdir. Ben fıkıh bilirim, fıkıh okudum. Yarın da gene lafa daldık öğlen geçdi, üçüncü gün gelirsiniz, gene kıldırırız". Dedim, "Allah müstehakını versin be. Senede bir gün geliyorsun, kalkıyorsun hocaya vakit öğretmeğe". Vakit geldi, bir saat sonra da namaz kılınır, iki saat sonra da kılınır.
Hattâ bana müsaade olsa, Müftü Efendi Tayyar Altıkulaç Bey'le samîmî olsam yani ahbâb olsam, gidip gelebilsem eskisi gibi, gidip söyleyeceğim. Bayram günü ilân etsin, saat on birde bayram namazı kılınacak diye. Herkes yatsın, tıraşını olsun, hamamını yapsın, uyusun muyusun, kalkıp sonra camiye on birde gelsin, bayram namazını kılsın gitsin. Herif sabah namazında geliyor bayram namazı diye, erkenden geliyor, hiç uyumamış, hamamdan çıkmış. Bekle Allah bekle bitmez. Bekle Allah bekle bitmez. Bayram namazı zannediyor o sabah namazını. Ayakları kopuyor herifin, hiç dizüstüne oturmamış fukarâ. Hoca oradan bangır bangır bağırıyor uyumasınlar diye. Patırtı gürültü yapıyor, gümbürtü, çünkü uyursa abdesti bozulacak. Ben öyle diyordum kürsüye çıkıp, "Sen benim vaazımdan bir şey anlamazsın hemşerim, ben de sana bir şey anlatamam zâten. Şimdi abdestin bozulmasın diye, çünkü konuşmazsam yellenirsin uyurken, onun için bağırıyorum, uyumayasın diye". Ne lüzum var ona. Amerika'da öyle yapmışlar. İlân ediyorlar radyolardan, saat dokuzda bayram namazı diye, herkes saat dokuzda câmiye geliyor, yâhud onda, bayram namazını kılıp çıkıp gidiyorlar. O gün de açarsın sabah namazına, sabah namazına gelen gelir. Dört beş kişi gelir kılarlar, dört beş kişi. Fazla yok. Yeter o kadar. Çok bile. Ondan sonra bayram namazına saat onda millet dolar buraya üstüste, kıldırırsın gider millet. Neden eziyet cefâ ediyorlar, günahdır. Câizdir. Güneşin tulûundan kırk üç dakîka sonra bayram namazı kılınır. Yarım saat sonra kılınmaz, kırk üç dakîka. Bir saat sonra kılınır, iki saat sonra kılınır, üç saat sonra kılınır, dört saat sonra kılınır. Tâ öğle namazına yarım saat kalıncaya kadar kılınır, zevâl vaktine kadar. Halka ne eziyet cefâ ediyorsunuz.
Zâten sünnet diyen var bayram namazına, vâcib diyen var. Birisi bana dedi ki, "Vâcib mi sünnet mi?" dedi bana sordu. Diyânet riyâsetine düşdük biz burada, bu kürsünün üzerinde. Ben dedim ki, "Vâcibdir Mezheb-i Hanefî'de" dedim, İmâm Efendi kalkdı beni tekzîb etdi burada, "Şâfîi mezhebinde sünnet diyen de vardır" diye. Sonra yazdılar ben haklı çıkdım. O benden daha yüksek olduğu için, "Böyle ihtilaflı şeylerle uğraşmayın ibâdullahın karşısında" diye kağıt geldi Diyânet'den. Yaa, "ihtilafa düşürmeyin milleti" dediler. Biri sünnet biri vâcib derken, kavga çıkacakdı az kalsın. Biri geldi bana, "Sünnet mi vâcib mi?" diye sordu. "Oğlum Mezheb-i Şâfîi'de sünnet, Mezheb-i Hanefî'de vâcib". "Öyleyse ben farzı kılmıyorum sünneti niye kılayım" dedi. "Güle güle" dedim ben. Allah razı olsun, bir kişilik yer açıldı, rahat eder bir kişi, rahat oturur câmide, üstüste namaz kılacağına, gitsin. Öbürü de "Ben kılacağım" dedi. "E kıl, sen de kıl, sünnet. Farzı kılmıyorsun diye sünneti de terk edip gavur mu olacaksın" dedim ona da. "Farzı kılmazsan kılmıyorsun, hiç olmazsa sünneti terk edip de gavur olma" dedim "gel kıl sünneti", o da sünneti kıldı, tamam, mesele kalmadı, anlaşıyoruz.
www.muzaferozak.com