23 Şubat 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu iş ilimle değil, bilgiyle milgiyle değil. Bu Allahu Teâlâ'nın bir sırrıdır, kime nasîb ederse, nefesine onun Allah iksir veriyor, tesir veriyor, iyi ediyor. Hocalıkla, müftülükle alâkası yok bu işin. Kitaba bakarak da değil. Allahu Teâlâ dilerse bununla şifâ veriyor, dilemezse geçmez. En büyük doktora gidersin hastalığın geçmez. Orada bir kocakarı bir şey yapar, geçer.
Ellerdeki siğiller için : Sayacaklar, kaç tâne ise, o kadar söğüt dalı kesilecek. Bıçakla her bir siğil için bir çentik yapılacak, her çentik yapıldıkça "elem tere" sûresi okunacak. Sonra üç ihlas bir Fatiha okunacak, Hazret-i Pîr'in rûhuna bağışlanacak, Allahu Teâlâ'dan şifâsını isteyecek. O söğüt dallarını el değmedik bir yere koyacak, o dallar kurudukça siğiller kaybolacak.Nüzûl isâbetine : Bir şişe hâlis zeytinyağı üzerine yetmiş Fâtiha okunacak. Ama Besmele'yi Fâtiha'ya bağlayarak. "Bismillâhirrahmânirrahîmi'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn". Böyle okunacak. Nereye nüzûl isâbet etdiyse orası akşam sabah ovularak o yağdan sürülecek. Yağ azaldıkça üstüne eklenebilir. Kırk güne kalmaz, kalkar. Ölecekse ölür, ona çâre yok.Sarılık hastalığına : Sarı bir tas içine üç tâne iğne konacak, büyük yorgan iğnesi. Her iğne üzerine üç ihlas bir Fâtiha okunacak. Okundukdan sonra hastanın karnına şöyle sürülecek, batırılmayacak, sürülecek. Tasın içerisine biraz su konacak, serçe parmağı kadar. Tas hastaya verilecek. Akşam sabah hasta içine bakacak onun. Bir hafta dışarı çıkmak yok, üşütmek yok. Yumurta, balık, sirke ve limon ve kızartmalar yemeyecek hasta. Sarılık sarı sarılıksa eğer, bir hafta sonra o kabın için sapsarı olur. Eğer kara sarılıksa, simsiyah çamur olur kabın içerisi. Bir hafta sonra iğneler bağlanıp bir yere gömülecek.
Konuşamayan çocuklara : Bazı çocuklar konuşamazlar, beş altı yaşına kadar konuşamayan çocuklar vardır. Yâhud korkarak lisânını kaybeder çocuk. Korkar, lisânını kaybeder. Bu da onun için. Kanarya kuşunun içdiği sudan bir mikdar su alıp üzerine yetmiş defa, "rabbişrahlî sadrî ve yessirlî emrî vehlul ukdeten min lisânî yefkahû kavlî" okunacak ve çocuğun ismi söylenecek, neyse çocuğun ismi. Her seferinde söylenecek. Çocuk o sudan içecek. Kırk güne kadar açılır lisânı. Eğer korkarak tutulduysa açılır. Konuşamıyorsa gene açılır.
Sara nöbetine tutulana : Saralı adam, düşüyor, bayılıyor, ağzı köpürüyor filan. O hâl geldiği vakitde, kulağına eğilip 19 defa "Bismillahirrahmânirrahîm" denirse ayılır hemen.
Sıtmaya : Sıtma mikrobikdir ama manevî yolla da tedâvî edilir. Üç kağıt. İster Türkçe yaz ister Almanca yaz. Sıtmanın anası, sıtmanın babası, sıtmanın kendisi. Sabahleyin anasını atacaksın ateşe. Öğlende babasını. Yahud tersi, mesele yok. Hastayı dumanına tutacaksın. Akşamüstü de sıtmanın kendisini götüreceksin ateşe, diyeceksin ki, "Eğer sen bu hastayı tutarsan seni de yakarım" diyeceksin. Atmayacaksın, ateşi göstereceksin. Bitdi. Gider. Ne aspirine, ne kinine lüzûm kalır, gider.
Dalak rahatsızlıklarına : Çarşamba sabahı güneş doğmadan siyah saplı bir bıçak getirin bana, biraz da kaya tuzu, onu ben keseceğim güneş doğmadan evvel. Hasta soracak bana, "Ne kesiyorsun?" diyecek, ben diyeceğim "Dalak kesiyorum" ve böyle dâire yapacağım. Kaya tuzunu toprağa gömeceğim, üzerine okuyacağım ve su dökeceğim. Kaya tuzuna, ona değil, hastaya ilişmeyeceğim ben. Kaya tuzu üzerine suyu dökeceğim, o tuz eridikçe, onun karnı eriyecek ve düzelecek."İnnâ a'taynâ" sûresi okuyorum. Hastalıkla bunun hiç ilgisi yok. "Biz sana kevseri verdik. Namaz kıl, kurban kes. Sana buğz eden, ebter odur" diyor, manâsı bu. Yani alâkası yok. Onun için söyledim bunu.
www.muzafferozak.com