15 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Sultan Ahmed Han velîdir. Evliyâdır yani senin anlayacağın. Evliyâdır pâdişah ve celâllidir. Orada her kim ki vazîfe görür, ister imam, ister müezzin, ister vâiz, ister hatîb, ihânet ederse vazîfeye, şerîata muhâlif hareketde bulunursa, mutlakâ başına belâ gelir. Sultan Ahmed Han öyledir. Kendisi Celvetî dervîşidir. Mahmûd Azîz Hüdâyî'nin dervîşidir kendisi, celâllidir çok. Ben oradan bu şekilde ölenlerden bir çok zevâtı biliyorum, kimisi tımarhânede öldü, kimisi yirmi sene yatdı, kimisine mihrâbda nüzül isâbet etdi, hepsini sayabilirim.
Bayezid Hân, yumuşakdır. Fâtih Hân, ilişmez, atar. Meselâ Fâtih Câmisinde birisi, bir hademe, bir yolsuzluk yaparsa, imamı, müezzini, kayyımı, atar onu başka yere gider. Bakın dikkat edin. Sultan Ahmed, çarpar. Hiç de iflâh etmez. Söyledim daha evvel, kimlerin başına neler geldiğini. Baha Bey bir. Müezzinbaşı iki. Mustafa üç. Yeşil dört. Hayri beş. Şefik Efendi altı. Sadeddin Kaynak yedi. Say yukarıdan aşağı. Şerâfeddin sekiz. En son o. Şerâfeddin'e tenbîh etdim. Dinlemedi, genç yaşında gitdi.
Dinleyenlerden birisi, "Sadeddin Kaynak ne oldu?" diye sorunca, Efendi Hazretleri, "Nüzul isâbet etdi, hem de mihrâbında" buyurdular. Ahmed Hân, çok celallidir. Çok celâllidir Hazret. Birinci Ahmed Azîz Mahmûd Hüdâyî'nin dervîşi dir o.
Yine dinleyenlerden birisi, "Gönenli duruyor ama" deyince, "Gönenli sâlih adam, âşık adam" buyurdular.
Dinleyenlerden biri, "Şerâfeddin'in kusûru var mıydı acaba?" diye sorunca, "Vardı" buyurdular ve dediler ki :
Kendisine de tenbîh etdim, kaç sefer söyledim, oraya imam tayin olduğu vakitde o, "Aman" dedim, "Şerâfeddin Efendi, orası sakatlı bir câmidir, yani sâhibi çok celâllidir, çarpar". Orada o fukarâyı kovuyor. Ne karışıyorsun sen, imam adamsın, mihrâbdan mesûlsün, fukarâya ne karışıyorsun. Turiste bağırır, filancayı haşlar, orada bir azgınlık geldi kendisine. Ben ona tenbîh de etdim. Her gün gideceksin Sultan Ahmed Hân'ın türbesine bir Yâsin okuyacaksın dedim ona ben.
Efendi Hazretleri selâtîn câmilerden Süleymâniye ve Bayezid câmilerine dâir buyurdular ki :
Süleymâniye'ye hizmet edenler zengin olurlar, şerîatdan dışarı çıkmazlarsa eğer. Mücerrebdir, hiç şaşmaz. Hattâ bir adam Süleymâniye mahallesinde otursa, cemâate müdâvim olsa, mutlakâ mutlakâ fütûhât olur ve zengin olur. Tecrübeyle sâbitdir.
Efendi Hazretleri Bayezid Câmi-i Şerîfini kasd ederek buyurdular ki :
Burayla da alâkalı bir şey anlatayım size. Kimin işi ters giderse, bu camiye gelsin bu câmiyi süpürsün. Teberrüken, Allah rızâsı için süpürsün. Bak açılıyor mu açılmıyor mu işi. Kimin işi ters giderse, gelsin süpürsün, bir tarafını câminin, bir parça temizlesin. Hemen açılır işi.
Bu Hazret dervîşdir. O kadar mütevâzi bir adam ki, hocasına hokka tutuyor pâdişah. Bayezid-i Sânî Hazretleri, hocası yazı yazarken, ayakda durur , elinde hokka tutarmış hocasına, oturmazmış. Pâdişah olduğu hâlde. Müsamahakârdır Hazret çünkü dervîşdir. Hattâ örter. Suçlu bir adamın suçunu örter.
Ahmed Hân da dervîş, sırtına, çıplak etine keçi kılından gömlek giyermiş. Duvarda asılıydı, bilmem şimdi duruyor mu türbesinde. Gece yatmasın diye. rahat etmesin diye, kaşınsın kalksın diye. Orada duruyordu, duvarda duruyordu gömleği, asılıydı. Şeyhi, mürşidi, Mahmûd Azîz Hüdâyî, elbisesini açdığı vakitde, teninde o gömleği buldu, keçi kılından gömlek buldu yani. Ve ağlamış, "Ahmed sen beni geçdin" diye. Duvarda duruyordu gömleği, yakın zamana kadar, asarlardı, duruyordu.