9 Şubat 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri 1967 senesinde on bir ihvânıyla beraber hacca gitmişlerdir. Önce uçakla Amman'a gitmişler, oradan başlayarak pek çok yere uğramışlar, Kudüs'e, Bağdad'a, Kerbelâ'ya, Necef'e giderek ziyâretler yapmışlar. En nihâyet Mekke-i Mükerreme'deki vazîfeleri yapıp, Medîne-i Münevvere'ye geçmişler. Orada da sekiz gün kalıp kırk vakit namazı tamam etmişler ve uçakla İstanbul'a dönmüşler. Bu seyahat tam kırk gün sürmüş. Döndükden sonra ihvânından birisi, merak etmiş, harcadıkları parayı hesaplamış fakat gözlerine inanamamış. Çünkü o kırk gün süren uzun seyahatde harcadıkları para, adam başı hepi topu iki yüz dolar imiş. O kadar yol parası, uçak biletleri, otobüs biletleri, taksi paraları, otel paraları, yemek, içmek, hediyeler, behiyeler hepsi buna dâhil. Şaşırmış o zât, hayretler içinde kalmış. "Sanki Fâtiha memleketindeydik" diyor o zât, "Bu hâdiseyi anlatdığım zaman kimsenin aklı almıyor, herkes hayretle karşılıyor" diyor.
İşte bu Allah'ın sevdiği kullarına ihsân etdiği bir kerâmetdir, akılla mantıkla îzâhı kâbil değildir böyle şeylerin. Allah dilediği kulunu hesâbsız sûretde merzûk eder, yedirir, içirir, yatırır, kaldırır, gezdirir, dolaşdırır, nimetine gark eder. Nitekim kendisi söylüyor Kur`ân'da, "لِيَجْزِيَهُمُ اللَّهُ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَيَزِيدَهُم مِّن فَضْلِهِ وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ" buyuruyor.