26 Haziran 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Behlûl Dânâ, üç tane kurukafa getirip her birinin üzerine farklı fiyat etiketleri koymuş. Birincisinde "On para etmez", ikincisinde "Beş kuruş", üçüncüsünde ise "kıymetine paha biçilmez" yazıyormuş. Hârun Reşîd bu kurukafaları görünce "Ey Behlûl! Bunların üçü de mezardan çıkartılmış kurukafalar, birbirlerinden farkı yok, neden fiyatları farklı olsun ki?" diye sormuş. Behlûl Dânâ, "Sebebini anlatayım" demiş ve elindeki sivri uçlu sopayla kurukafalardan birincisinin kulak kısmına bir darbe indirmiş. İndirmiş ama kazık kurukafaya işlememiş ve geri tepmiş. "Bak işte bu adam taş kafalı bir adamdı, hâl-i hayâtında hiç laf dinlemeyen, nasîhat kabul etmeyen biriydi. İşte bunun için buna 'beş para etmez' dedim" demiş. Behlûl Dânâ, elindeki kazığı ikinci kurukafaya vurunca, kazık bir tarafdan girip diğer tarafdan çıkmış. "Bak işte bu adama da ne söylense bir kulağından girer diğerinden çıkardı. Yani nasîhatı dinlerdi ama tutmazdı, dinlediği ile amel etmezdi" demiş. Sıra üçüncüye gelmiş. Behlûl Dânâ, elindeki kazığı üçüncü kurukafaya vurunca kazık saplanıp kalmış. "Bak işte bu adam, söyleneni dinler ve öğrendikleriyle de amel ederdi. İşte bunun için buna 'paha biçilmez' dedim" demiş.