17 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri yeri geldikçe bu hikâyeyi hep anlatırlardı :
Bekri Mustafa Samatya Kilisesine gitmiş, dolaşıyor. Resimlerin önünde mum yanıyor. Onlar mum yakarlar peygamberlerin resimlerinin önüne, Hıristiyanlar. Dolaşmış, dolaşmış, bir resmin önünde durmuş, "Bu kim?" demiş. "Bu Nuh aleyhisselâm". Mum yanıyor önünde. "Bu Mûsâ Peygamber, Nil'den kurtuluyor, Firavun'un şerrinden". "Ya bu kim, sakallı beli bükük?". "Allah". İhtiyarlamış. Onun önünde de bir mum yanıyor. Saçı sakalı ağarmış, gün görmüş. Dolaşırken kapının arkasında bir karanlık resim görmüş, "Bu kim?" demiş zangoça, "Şeytan'dır" demiş. "Buna niye mum yakmıyorsunuz ulan" demiş. "Şeytan'a mum yanar mı!". "Ben yakdıracağım ulan. Herkese yakıyorsun, buna niye yakmıyorsun. Kapının arkasına resmini koymuşsun bunun. Al şu parayı, bir ay mum yakacaksın. Her gün bir mum. Bu beş lira da sana ayrıyeten, o günün parasıyla, altun para, bu da sana aylık" demiş. "Mum paraları bunlar, bu da senin aylığın. Her gün bir tâne mum yakacaksın, benim nâmıma" demiş. "Peki" demiş.
O akşam yatmış Bekri Mustafa, Şeytan gelmiş gece, dedi, "Bekri kalk". "Ne oldu?". "Şimdiye kadar kimse benim önüme mum yakmadı o kilisede" demiş. "Sen bana iyilik etdin ben de sana iyilik yapacağım". Kalkmışlar beraber Kapalı Çarşıya gelmişler, kubbelerden atlaya atlaya Bedestan'a gitmişler. Şeytan Bedestan'ın penceresini açmış, ipi beline bağlamış Bekri'nin, "Aşağı in, oradan istediğin kadar altun doldur, zümrüddü, yâkûtdu, pırlantaydı. Doldur cebine altunları, çek" demiş. Benim yapacağım iş bu kadar. O da aşağı inmiş başlamış doldurmaya, oradan buradan. Derken, içeride düdükler ötmüş, "Fırrr, fırrr, ula hırkız var. Ula memo, ula haso" filan, kürtler koşmuşlar. "Çek ulan geliyorlar" demiş Bekri. Tam Şeytan asılmış fakat gelmişler Bekri'nin ayağına yapışmış kürtler, bekçiler. Yukarıdan Şeytan çekiyor, aşağıdan bekçiler. Demiş ki Bekri Mustafa, "Bana bak, ayağımdan çekiyorlar, bırakacağım kendimi". "Bırakma, işe üzerlerine" demiş, "bırakırlar o vakit" demiş. Bir işemiş, gene bırakmamış bekçiler, çekiyorlar aşağı doğru. "Yâhu işedik bırakmıyorlar". "Büyük abdestini yap" demiş Şeytan yukarıdan. Onu da yaparken suratına bir tokat, gözünü açmış Bekri, karı demiş, "Utanmaz herif! İşedin yatağa kâfî gelmedi, bir de büyük abdestini yapıyorsun!". Ertesi gün gitmiş, "Söndür pezevengin mumunu! İyilik yaramıyor kerataya. Beni gece yatağa işetdi" demiş.