12 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
LATÎFE
Bektâşî'ye sormuşlar, "Erenler orucu mu daha çok seversin namazı mı?" demişler, "Orucu severim" demiş. "Niçin? demişler, "Oruç yenir de ondan" demiş.
NÜKTE
Bu latîfeyi daha önce yazmışdım ama şimdi yine yeri geldi diye bir daha yazdım. Bu hikâyedeki Bektâşî, aklı fikri hep yemekde-içmekde olanların remzidir. Dikkat ederseniz, yemeye-içmeye düşkün olan kimseler için, Ramazân-ı Şerîf bile ayrı bir yeme-içme vesîlesidir. Bu gibi kimseler Ramazân-ı Şerîf boyunca, hep yemekden-içmekden bahsederler, akşam-sabah iftarda ve sahurda ne yiyeceklerini düşünürler, uzun uzun yeme-içme alışverişleri yaparlar ve hepsinden de acâibi Ramazân'dan hâriç vakitlerde yiyip içtiklerinden çok daha fazlasını yiyip içerler. Halbuki oruç, bize nefsimize hâkim olmayı ve az yiyip az içmeyi öğretmek için farz kılınmışdır.
Dervîşin fikri neyse zikri odur.