Berzah Âlemindekilerin Ahvâli

Vücûd meydana geliyor, bir müddet sonra dağılıyor. "Küllü şey'in yerci'u ilâ aslihî" yani herşey aslına rücû' ediyor. Vücûd toprağa dağılıyor, rûh arşa, semâya urûc ediyor. Ölen mü'minse birinci kat semâya çıkar. Zâhidler, âbidler, sâlihler ikinci kat semâya yükselir. Sonra velîlerin makâmı gelir. Kâfirlerin rûhuna semâya yol verilmez, onları geri çevirirler, felek-i kamerde hapsolunurlar yani hapishânede hapsolunurlar.

Âlem-i berzahda yani kabirde bulunanlar üç kısımdır. Bir kısmı, hükmü yemiş, idâmını beklemekdedir. Bunlar kâfirlerdir. Çünkü kâfirler yevm-i kıyâmetde hesâba çekilmez. Cenâb-ı Hakk, kimi hesâba çekerse, o bilsin ki nihâyetinde kurtuluş ve afüv vardır. Sûre-i Rahmân'daki "يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ Yu'raful mücrimîne bi sîmâhüm fe yu'hazu bin nevâsî vel akdâm" âyet-i kerîmesinde, "Mücrimler yüzlerinden bilinir, onlara hiç hesâb sorulmaz, tutulur ve cehenneme ilkâ olunurlar" buyurulmakdadır. Allah hangi kulunu hesâba çekerse, kul için o da bir iltifatdır. "Niçin yapdın?" derse bil ki kurtulacaksın, "Neden yapdın?" derse kork! Öyle demişler. Bu nedeni ve niçini senin iz'ân ve irfânına terkediyorum.