Beton Şehir
24 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Enbiya sure-i celilesinin 105. ayet-i kerimesinde de (ENNEL- ARDA YERİSÜHA İBADiY-ES-SAı.iHÜN - Muhakkak ki arza, yeryüzüne benim salih kullanın varis olur.) buyunılmuştur.
Salih kullar kimlerdir? Allahu teala'ya ve Resul-ü mücteba'ya iyman eden, Kitabullah'a
ve sünnet-i seniyye-i Resulullah'a hakkıyle ve layıkiyle bağlanan, Hakkın (YAP) dediklerini seve seve ve cana minnet bilerek yerine getiren, (YAPMA) dediklerinden son derece kaçınan ve sakınan, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için ve hemen yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan, elinden geldiği ve gücünün yettiği kadar şahsına, ailesine, çevresine, millet ve memleketine
hayırlı ve yararlı olan, Allah rizasıyçün ve Allah yolunda
malıyla, canıyla, diliyle ve kalemiyle mücahede eden,
elinden ve dilinden hiç kimseye kötülük gelmeyen, zulümden,
haksızlıktan ve kötülükten çekinen ve gerektiğinde zulme, haksızlığa
ve kötülüğe şiddetle karşı koyarak mücadele eden kimseler,
Allahu teala'nın salih kullarıdır.
Binaenaleyh, bir milletin fertleri bu üstün ve yüksek vasıfları
haiz olmaz ve üstelik fısk-ü fesada başlarsa, arza varis olmak
hakkını kaybeder, ilahi ihsan, inayet ve merhametten malı·
rum kalır, bütün ni'metler elinden alınır, dünya ve ahirette
zelil ve perişan olur. Hakimiyetimiz altında bulunan ve her karışı
şehit kanıyla sulanan vatan topraklarını bizden alıp başkalarını
varis kıldığı gibi, aklımızı başımıza devşirmez, gecemizi
gündüzüroüze katarak .çalışmaz, ilimde, teknikte, sanayide, tarımda
çağdaş medeniyyet seviyesine ulaşamazsak -Allah korusun-
bugün malik bulunduğumuz bu kutsal toprakları da
başkalarına varis kılabilir.
Lafla, palavra ile, boş ve faydasız beyanlarla, yalanlarla
dolanlada kalkınamayız, ilerleyemeyiz, yükselemeyiz. Çalışmak,
hem de çok çalışmak zorundayız. Evimizi, köyümüzü, kasabamızı,
şehrimizi imar etmeğe, insan gibi, müslüman gibi
yaşanır hale getirmeğe, temiz tutmağa mecburuz. Herşeyi devletten,
her müşkilin hallini hükumetten beklerneğe hakkımız
yoktur. Evinin önünü bile belediye temizlik arnelesinin gelip
temizlemesini bekleyen kimse, kapısında biriken pisliklerin
evine taşınacağını hiç unutmamalıdır.
Allah ve Resulüne İyınandan sonra, arnelierin en üstünü
insanları sevmek ve onlara hizmet etmektir. Onun için, Cenab-ı
hak kullarının gayretli olanlarını sever. İnsanların en hayırlısı,
insanlara faydalı olandır. Allahu azim-üş-şan, bizlere cennet
misali bir vatan ihsan buyurmuştur. Altı ve üstü tabii zenginliklerle
dolu olan bu aziz topraklarda, merde - namerde muhtaç
olmadan, mes'ut ve müreffeh yaşayabiliriz. Biraz daha gay-
213 -
ret, bir parça daha himmet göstererek her alanda verimli sonuçlar
alabilir, meyve, sebze ve tahılda, hayvancılıkta, arıcılıkta,
orman ürünlerinde kendi ihtiyaçlarımızı karşılarlıktan başka,
ihracat dahi yapar, milli gelirimizi artırır, fakirlikten, yoksulluktan
ve geri kalmışlıktan kurtulabiliriz. Oysa, bütün bunları
düşünmek ve gerçeklcştirn:ek şöyle dursun, en verimli
topraklarımızı ya fabrika inşaatına tahsis ediyor, ya da binbir
hiyle ve dalavere ile iskan sahası olarak parselliyoruz, ve satıyoruz.
Mesela, Bursa ovası değil yalnız yurdumuzun, hatta Ortadoğu
ve bir kısım Avrupa ülkelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak
kadar münbit ve mahsuldar olduğu halde, kıraç yerlerde
de pek ala kurulabilecek fabrika inşaatıanna tahsis ediliyor,
kıyıda kenarda kurulabilecek iskan sahaları simsarlarının emirlerine
veriliyor. Böylelikle, o verimli topraklardan vatanımız
ve milletimiz yararlanamıyor. Eğer, aklımızı başımıza almazsak,
domatesi, patatesi, soğanı da son yıllarda örneğini gördüğümüz
buğdaylar (?) misali Amerika veya başka bir ülkeden
temin etmek zorunda kalacağımız muhakkak ve mukadderdir.
Bütün bunları, kimlerin bu hale getirdiklerini bilmem hiç
düşündünüz mü? Evet, nüfusumuz bazılarının hayıflandıkları
ve NÜFUS PATLAMASI diye yakındıkları derecede çoğalıyor.
Buna karşılık, gittikçe artan nüfusumuzu besieyecek kaynaklar
da, yukarıda açıkladığımız şekilde daralıyor. Peki, çare nedir?
Bir planlama teşkilatımız var, ama neyi planlar? En verimli
topraklarımızı, fabrika ve modern siteler inşaatına tahsis
etmeyi mi ? İzmit körfezi gibi zengin bir körfezi pis fabrika
artıkları ile kirleterek, tabii servetleriınİzin ve gıdalarımızın
başında gelen o canım balıklarımızı topyekün imha ederek
o körfezde balık nesiinin üremesine ve türemesine engel olmayı
mı? Dünya, deniz di bindeki yosunlardan insanları besieyecek
gıda maddeleri üretmeyi düşünür ve teşebbüslerde bulunurken,
biz aksine Rezzak-ı alemin bahş ve ihsan buyurduğu
ni'metlerin kökünü kurutınayı tasarlıyoruz. Yeryüzünde, milyonlarca
insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş bulunduğunu
bir türlü anlayamıyor, göremiyoruz. Buna, ihanet mi
- 2 1 4 -
yoksa cehalet mi demek gerektiğini sizlerin takdir ve insafınıza
bırakır ve Allahu teala'dan bu kıt ve kısır görüşlü adamlar yerine,
milletin hak ve menfaatlerini koruyup kollayacak akıl ve
hasiret sahibi idareciler göndermesini niyaz ederiz.
Bir
.
belde-i tayyibe olan güzel İstanbul'umuzda Kadıköy ve
Üsküdar'dan başlayın da ta Boğaziçi'ne kadar yeşile ve yeşilliğe
hasret kaldık. Kıyı yağmacılığı, dört yanı su ile çevrili bu
güzelim şehirde, fakir halkın oturup rahat bir nefes alabileceği
bir aralık bile bırakmamıştır. Heryerde beton yığınları,
gökdelen adını verdikleri heyulalar, hiçbir mimari özelliği ve
güzelliği olmayan rastğele diziimiş apartmanlar ve binalar, biri
diğerinin önünü kapayarak, hiçbir plfı.n ve proje hesabına ald
ırılmayarak kabus gibi şehrin üstüne çökrrıektedir. Ankara öyle,
İzmir öyle ve diğer belli başlı bütün şehirlerimiz ve kasabalarımız
öyle! . . Oy hesabından gayrı hiçbir kaygusu olmayan
siyasiler, kazanç sağlamaktan gayrı hiçbir düşünceleri olmayan
spekülatör asiler, hasis menfaatleri uğrunda milli menfaatierimize
rahatça kıyabilmektedirler. Dışarıda pusu ve içeride
tuzak kurmuş fırsat kollayan yabancı teşebbüs ve sermayedarlar
ise bu gaflet ve dalaletten en geniş ma'nada faydalanmakta,
necip Türk milletini iktisaden abluka altına alabilmek için
öriimcek misali çevremizde ağlarını sıklaştırmaktadır. Bostancı'dan
İzmit'e kadar uzanan sahada Maltepe - Kartal - Pendik Tuzla
- Gebze - Yanınca - Derince hattı üzerinde gidip gelenler,
bu sözlerimizin ne kadar doğru ve haklı olduğunu kabul
ve tasdik edeceklerdir.
Evet, bir ülkeye sanayi ve dolayısiyle fabrika da gereklidir.
Bugünün şartları içinde hayati önemi olduğu inkar edilemeyecek
kadar gereklidir. Ne var ki, kaş yapmak isterken göz
çıkarınağa da elbette akıllı işi denilemez . Fabrika sahaları ve
sanayi siteleri, illa münbit ve mahsuldar araziler üzerinde kurulmalıdır
diye bir kaide mi var? Yazık değil mi, günah değil
mi ?
Unutmamak gerekir ki, bizden sonra gelecek oğullarımız
ve torunlarımız bu gaflet ve ilimalimizden ötürü bizleri lanetle
yad edeceklerdir. Eskiler, son pişmanlık fayda vermez derler-
2 1 5 -
di. Biz, bugüne kadar defalarca pişman olmuşuz ama; göıiilüyor
ki, hiçbir pişmanlık bizi uyandırmamıştır. Mes 'uliyet makamlarında
oturanlara sesleniyor ve hatırlatıyorum : Tarih huzurunda
ve amme vicdanında mahkum olmak istemezseniz,
ahirette malıcup kalmaktan ve yüklendiğiniz ağır vebalin hesabını
nasıl vereceğinizden korkarsanız, lutfen bu işlere çare ve
tedbir bulunuz. Sakın hatırınızdan çıkarmayınız ki, Allahu sübhanehu
ve teala, o gün verdiği ni'metlerin hesabını soracağını
Kur'an-ı azİminde açıkça beyan buyurmaktadır.
Listeye geri dön