18 Mayıs 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Tarîkata girmek isteyen kişiye evvelâ üç şey gerekir :
1. Tövbe
2. Mîsâk
3. Bî'at
Kur`ân'da bunların üçüne de işâret vardır. Sırasıyla beyân edelim.- Tövbe, kişinin işlediği bütün günâhlarına pişmân olması ve bir daha yapmamak üzere azm etmesidir. "يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحاًۜ yâ eyyühellezîne âmenû tûbû ilallâhi tevbeten nasûhâ" âyet-i celîlesi bunu beyân eder. Tövbe olmadan yola çıkılmaz. Nitekim Hakk Teâlâ Sûre-i Tevbe'de "اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ" buyurmuşdur. Dikkat edilirse en başda tövbe vardır, ibâdetler ve diğer hayırlar tövbeden sonra gelir. Buda bize gösteriyor ki, işin başı tövbedir. Bu da "Tövbe Yâ Rabbi" diyerek yarım ağızla yapılan bir tövbe değil, tam manâsıyla azm u cezm u kasd etmekle olur. Yani katî olarak karar verecek kişi, geçmişde işlediği günahlara dönmeyeceğine söz verecek.
- Mîsâk, söz vermek, ahid yapmak demekdir. Burada kasdedilen ahid, Cenâb-ı Hakk'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçmak husûsunda Allah'a söz vermekdir, buna ahd etmekdir. "وَاِذْ اَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَن۪ٓي اٰدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَاَشْهَدَهُمْ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْۚ اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْۜ قَالُوا بَلٰىۚۛ شَهِدْنَاۚۛ اَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّا كُنَّا عَنْ هٰذَا غَافِل۪ينَۙ ve iz aheze rabbüke min benî âdeme min zuhûrihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm al'a enfüsihim, elestü bi rabbiküm, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ künnâ an hâzâ gâfilîn" âyet-i celîlesinde bu ahde işâret vardır. Vaktiyle Allah bütün kullarından böyle bir ahid almışdı, ne var ki dünyâya gelince çoğu bu ahdini unutdu, gaflete düşdü. Tarîkata giren kişi, işte bu ahdi hatırlayarak, ahdine sâdık olmaya söz verecek. Mîsâk, da budur.
İşte ancak bu üç şart bir araya gelirse, kişi tarîkata girmiş olur. Yani seyr u sülûke başlamış, manevî yolculuğa çıkmış olur. Bunlardan birini noksan bırakan kişi seyr u sülûke başlayamaz, tarîkata dâhil olamaz. Bugün en çok gördüğümüz eksik, tövbe ve mîsâk husûsundadır. Bî'at eden çok ama bunların pek çoğu samîmî olarak tövbe etmeden yola giriyor daha doğrusu girdiğini zannediyor. Pek çok kişi mîsâka riâyet etmeden yani Allah'ın emir ve yasaklarına riâyet edeceğine söz vermeden tarîkata giriyor, girdiğini zannediyor. Bu gibi kimselerin tarîkat ehlinden sayılamayacağı âşikârdır.
Tövbe mîsâk ve bî'atdır tarîkin bidâyeti
Bu ilk üç şart açar elbet tarîk-i hidâyeti