Bilen Biliyor
28 Aralık 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bir vesîleyle şöyle buyurdular :
İngiltere'de bir kitâb basılmış, içerisinde iki tâne çocuğum olduğunu, o vakit yedi defa hacca gitmişdim, yedi defa hacca gitdiğimi, iki defa evlendiğimi, tarîkat ehlinden olduğumu, Halvetî şeyhi olduğumu filan hep yazmışlar, hepsi kitâbın içinde var. Ben hayret etdim, kim nerden aldı bunları diye. Birinci şube bile bilmez bu kadarını. Siyâsî şube beni tanır ama meselâ hacca kaç defa gitdiğimi bilmez. O güne kadar yedi defa gitmişdim, yedi defa gitmiş diyor.
Bunu niye anlatdım biliyor musunuz? Dünya kadar adam var, hasbe'l-kader Efendi Hazretleri ile tanışmış, kimisi on yıl, kimisi yirmi yıl görüşmüş, O'nun meclislerine gidip gelmiş ama O'nun tek bir kitâbını bile okumamış, tek bir sohbetini bile doğru dürüst dinlememiş, ders almamış, hattâ O'nun hayâtını bile merâk edip araştırmamış. Ot gibi gelmiş ot gibi gitmiş. Sonra her gördüğüne Efendi Hazretlerinden bahsediyor, ben O'nu tanırdım, O'nunla görüşürdüm filan diyor.
Peki yanlız bunlar mı böyle? Türkiye'de nice akademisyenler, nice gazeteciler, nice yazarlar, nice araştırmacılar var. O zaman da vardı. Neden acaba hiçbirisi merak edip de O'nunla ilgili bir çalışma yapmamış, bir kitâb yazmamış, bırakın kitâbı bir makâle bile kaleme almamış.
Ya şuna ne demeli. Efendi Hazretleri Amerika'ya gidiyor, Amerika'nın en büyük, en saygın üniversitelerinde konuşmalar yapıyor, karşısında profesörler, akademisyenler, entelektüeller, ülkenin en elit tabakası pür-dikkat O'nu dinliyor, kendisine her konuda sorular soruyorlar, O'nun her sözünü kayda alıp, arşivliyorlar. Peki o vakitler Türkiye'de hiç üniversite yok muydu, hiç akademisyen yok muydu, hiç entelektüel bulunmuyor muydu?