16 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
- İmâmı Şâfiî Hazretleri “Bir seferinde İmâm Mâlik’e kırk sekiz mes'ele soruldu, otuz ikisine ‘bilmiyorum’ dediğine şâhid oldum” buyurmuşlardır.
- İmâm A'zam Hazretlerinin meşhûr talebesi İmâm Ebû Yûsuf’a bir mesele sorulduğunda “Bilmiyorum.” demiş. “Sen devlet hazinesinden şu kadar maaş alıyorsun, nasıl ‘bilmiyorum’ dersin?" demişler. Ebû Yûsuf, “Ben bildiklerimin karşılığını alıyorum. Eğer bilmediklerim için de bana maaş verilse devletin hazînesi yetmez” demişdir.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri anlatmışlardı :
- Yine Îmâm-ı Ebû Yûsuf, "İki rekat namazda on iki bin mesâil-i fıkhiyye vardır, sekiz bininin biliyorum, dört binini bilmiyorum" demişdir.
"Ene medînetü'l-ilmü ve aliyyün bâbuhâ" hadîs-i şerifi ile şânı tebcîl olunan İmâm Ali radıyallahu anh ve kerremallahu vecheh Efendimize bir şey sormuşlar. "Bilmiyorum" demiş. Soranlar bilmiyorum demesine hayret edip "Yâ İmâm! Sen ki ilim şehrinin kapısısın, nasıl bilmezsin" demişler. İmâm Ali Efendimiz, "Her şeyi bilen burada oturmaz" buyurmuşlar.Efendi Hazretleri buyurduar ki :
Âlim-i hakîki, Allah Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleridir. Bir insan, ne kadar âlim olursa olsun ilmi mahdûddur ve yanılabilir. Allah'ın ilmi ise gayr-ı mahdûddur yani nâ-mütenâhîdir. Allah, "âlimü'l-gaybi ve'ş-şehâde"dir yani âşikâr olanı da gizli olanı da bilir. Allah, "ve hüve bi külli şey'in alîm"dir yani her şeyi bilir, cüz'ü de bilir, küllü de bilir, hiç bir şey O'nun ilminin hâricinde değildir.Her sorulana cevap vererek bilgiçlik taslayanlar câhilliklerini ifşâ etmiş olurlar. Gerçek âlimler "Bilmiyorum" demelerinden belli olur.