16 Eylül 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Bilüp sırr-ı hüveydâyı cilâ ver nûr-ı îmâna
Tarîk-i ma'rifetde dikkat eyle düşme hüsrâna
Hakîkatde temevvücler bütün bir asla râci'dir
Fakat kesretde tâbi' başka başka vasf u 'unvâna
Tenâhî lâ-tenâhî ittisâl ü infisâlinden
Harâretle misâl al nisbet-i feyz-i hurûşâna
'Avâlimde bana ta'zîm ile baş eğse mevcûdât
Yine aslâ unutmam kulluğu Hallâk'-ı zî-şâna
Neden ıtrâ' edersin nâmımı tebcîl edüp böyle
Füyûzât-ı Hudâ'dandır tecellî kalb-i insâna
De "lâ mevcûde illâ Hû" ayrıma Hakk ile halkı
Fürûğ-i mutlak-ı Feyyâz'ı ver hurşîd-i 'irfâna
Bu sırru's-sırr-ı vahdetdir lisânın hazzı yok bunda
Tekellümle bedâyi'dir düşen eşkâl-i imkâna
Tecellî sırrını Mecdî bu sırrın sâhibinden sor
Perî-hânlar cemâlinden bakup envâ'-ı canânâ
Abdülazîz Mecdi Efendi
Kuddise Sırruh
ÎZÂH
Hazret, bu nutk-i şerîfini kendisini çokça medh ü senâ eden bir bendesine, haydi ismini de verelim, o vakitler çok genç olan Süheyl Ünver'e nasîhat olarak yazmışdır. "Allah Dostları Övülmekden Hoşlanmazlar" başlıklı yazımızda bu mes'eleye temâs etmiş ve yine Mecdi Efendi'nin Süheyl Bey'e gönderdiği mektûbu misâl olarak vermişdik. Bu nutk-i şerîf o mektûbdaki ifâdenin devâmı ve îzâhı gibidir. Merâk edenler oraya bakabilirler.