24 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Bir ay gördüm bu gece kamu burçlardan yüce
Esritdi gönlüm cânım bilmezem hâlim nice
Gökteki bütün yıldızlardan daha parlak ve daha büyük olan Muhammed aleyhisselâmın nûru ile münevver olan, kalbi O'nun muhabbeti ile dolan kimse, öyle bir ma'nevî zevke erişir ki mest olur, tamâmen kendinden geçer.
Nûr Muhammed nûrudur Halîlullâh sırrıdır
Sanasın kim açıldı uçmakdan bir deriçe
Habîb-i Kibriyâ Muhammed Mustafâ'nın nûrunda, Hakk'a kurbiyyetin, sırrı saklıdır. O nûr ile münevver olan daha bu dünyâda iken cennete girmiş demekdir.
Ol ayın şu‘lesinden ‘âlem münevver oldu
Gönlümdeki çerâğı uyardı ulu hoca
Cümle âlemler Muhammed aleyhisselâmın nûru ile aynıdnlanmışdır. İnsanları hidâyete götüren nûr da O'nun nûrudur.
Müddeî bizi görmez gözüne girersevüz
Gerekse yüz kez varsın Ka‘be'ye ulu hacca
Bu nûr ile münevver olanlar etrâfına güneş gibi nûr saçar. Ne var ki, münkirler, münâfıklar ve mukallidler bu gibi zevâtı burnunun dibinde de olsa farkedemez.
‘Âşıkların yüzünden bellidir benizinden
Her kim ‘âşık olmadı benzer kuru ağaca
Hakk'a âşık olanlar yüzlerinden bellidir. Onların yüzleri güneş gibi parlar, gözleri nehir gibi çağlar. Aşkdan nasîbi olmayanlar ise kuru bir ağaç gibidirler. Ne gözyaşı dökerler ne de bir meyve verirler. Onlardan bir hayır gelmez.
Kur'ağacı n'iderler kesip oda yakarlar
Bülbüller öticeğiz nevbet değmez dürrâca
Kuruyan ağaç, kesilip yakılmakdan başka ne işe yarar. Tıpkı kalbinin katılığından gözü yaşarmayan kimselerin Cehennem'de yanması gibi.
Yûnus'u öğen öğsün söğen Yûnus'a söğsün
Keçe suya salıpdır ne durur irte gece
Ehlullah'ı öven över, söğen söğer, onlar için övülmek de söğülmek de müsâvîdir. Çünkü onlar, nefslerini Allah yolunda kurbân etmiş, benliklerinden külliyen geçmişlerdir.
Yûnus Emre
Kuddise Sırruh