5 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Bir ehad bulmaz cihânda derd ü mihnetden halâs
Ne refî' u ne vazî' u ne 'avâm u ne havâs
Bu âlemde derde, belâya uğramayan bir Allah'ın kulu yokdur. Ne şâh, ne gedâ, ne zengin, ne fakir, ne büyük, ne küçük, ne avam, ne havas hiç kimse ama hiç kimse belâdan kurtulamaz.
Çok meşakkat derd ü mihnet her belâ insân içün
Kimine keffâret olur görmez ahretde hasâs
Bütün insanlar için bir çok meşakkatler, derdler ve mihnetler vardır. Bu belâlar kiminin günâhına kefâret olur yani işlediği günahların cezâsını bu dünyâda çekmiş olur, âhiretde rahat eder.
Kimisi bulur terakkî rütbesi olur yüce
Kimine kahr u gazabdır ki Hudâ eyler kısâs
Kimisi de bu belâlar sâyesinde manen ilerler, manevî rütbe alır. Bunlar Alah'ın sevdiği sâlih kullardır. Allah sevdiği kullarını bir takım belâlara mübtelâ ederek yüceltir. Kimileri de yaptıkları zulmün ve kötülüklerin cezâsının bir kısmını daha bu dünyâda iken görmüş olurlar ki bunlar da Allah'ın azâbına müstehak olan kâfirler, zâlimler ve münâfıklardır.
İşlemez aslâ melâik zenb ü 'ısyân zerrece
Ol ecilden oldu üç hâl nev'-i insânîye hâs
Melekler hiç günâh işlemez, Allah'ın emrine aslâ karşı gelmezler. Günâh ve isyân insanlara mahsûsdur. İşte bu yüzden insanlar bu üç hâlden birindedir.
Çün meleklerde günâh olmaz ki keffâret ola
Ya olalar kahra lâyık bulalar hod infisâs
Melekler günâh işlemedikleri için onlar için kefâret ve azâb sözkonusu değildir. Allah'ın kahrı da azâbı da günâh işlemeye müsaid yaratılmış olan insanlar içindir.
Hem meşakkat görmez anlar ki terakkî edeler
Sana muhtass bil terakkî sabr edüp ol 'abd-i hâs
Meleklerde manevî ilerleme de sözkonusu değildir. Onlar yaratıldıkları gibi kalırlar. İnsan ise dünyâya geldiği gibi kalmaz, ilerler, yücelir, yükselir. Bu ilerleme de, çekeceği meşakkate yani başına gelen belâlara sabretmesine bağlıdır. Zîrâ zahmetsiz kazanç olmaz.
Mü'minin çekdikleri zahmet kamu rahmet durur
Etme Kuddûsî belâ vü mihneti hîç iğtimâs
İşte bunun için müminin çektiği zahmetler hep rahmetdir. Aklı olan kişi belâ ve zahmetleri kötü görmez, onları hep sabr-ı cemîl ile karşılar yani hoş karşılar.
Ahmed Kuddûsî
Kuddise Sırruh