Bir Garîb Nesne
21 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
"Niçin Anlayamıyoruz Niçin Anlatamıyoruz" başlıklı yazımızda kendi dilimizi bilmediğimizden, anadilimizi doğru dürüst öğrenemediğimizden bahsetmiş ve bunun sebebleri üstünde dumuşduk.
Ne acıdır ki bu ihmal ve bilgisizlik, okumayan-yazmayan insanlara münhasır da değil, okuyan-yazan kesim arasında da Türkçe bilmeyenler pek çok. Her meslekden, her kesimden okumuş-yazmış, meslek ve kariyer sâhibi olmuş, idâreci olmuş, akademisyen olmuş, nice insanlar var ki, Türkçeyi doğru dürüst konuşamıyor, yazamıyor, anlayamıyor. İşte size bir misâl.
Bundan bir kaç yıl önceydi. Etimoloji ile uğraşan bir köşe yazarı, "nesne" kelimesine sözlüklerde verilen anlamları beğenmemiş ve kelimenin kökenini araştırmaya başlamış fakat işin içinden de bir türlü çıkamamış. Bir gün tasavvufî metinlerle çokça haşır-neşir olan bir hocaya bu derdini anlatmış, o da, Niyâzî Mısrî Hazretlerinin "Hakk'dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş" mısraını şâhid olarak getirmesin mi! Sonradan, Hazret-i Hüdâyî'nin "Hakk'dan özge bir nesne yokdur gayrıdan ümmîdi kes" mısraını da gören bizim etimoloji uzmanı köşe yazarı, büyük bir keşif yapdığını zannederek hükmünü vermiş. Ne dese beğenirsiniz? : "Gâyet net bir şekilde iki büyük şâir de Hazret-i Allah için nesne diyor idi. Bu vesîlelerle nesne kelimesinin evvelkiler tarafından bizim anladığımız gibi anlaşılmadığına kanâat getirdim" demesin mi!
Okumadan âlim, yazmadan kâtib olmak arzusundaki kimselerin düşdükleri acıklı hâli görüyor musunuz? Allah hakkında nesne denmeyeceğini bilmeyecek kadar câhil, Niyâzî Mısrî ve Hazret-i Hüdâyî gibi iki büyük velînin de nesne kelimesini Cenâb-ı Hakk'a aslâ izâfe etmeyeceklerini düşünemeyecek kadar da irfânsız olan bu zât, eğer doğru dürüst bir sözlüğe bakmış olsaydı, "nesne" kelimesinin menfî cümlelerde, "hiç bir şey", anlamına geldiğini görecek ve yukarıdaki mısralara hiç şaşırmayacakdı.
Kalem âh eder ağlar mürekkeb
Beni nâdân eline verme yâ Rabb
Listeye geri dön