Bişr el-Hâfî Hazretleri Niçin Hep Yalınayak Gezerdi?

Büyük sôfîlerden Bişr el-Hâfî Hazretlerinin Hakk yoluna nasıl girdiğini ve velâyet rütbesine nasıl nâil olduğunu bir önceki yazımızda anlatmışdık. Bu zât-ı akdes, tövbekâr olup sôfîliğe adım atdıkdan sonra hiç ayakkabı giymez, dâimâ yalınayak gezermiş. Zâten kendisine Hâfî lakabını bu sebeble vermişler. Hâfî, Arapçada yalınayak yürüyen demekdir. Hazret'e niçin hiç ayakkabı giymediğini sormuşlar, buyurmuşlar ki, "Allah Kur`ân'da "اَلَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ فِرَاشًا" buyuruyor, yani Hakk Celle ve A'lâ yeryüzünü bizzat tefrîş etdiğini söylüyor, ben nasıl olur da onun tefrîş etdiği zemîne ayakkabı ile basarım".

Hazret'in ayağına hiç ayakkabı giymemesinin bir hikmeti de şu imiş. Mûsâ Peygamber Tûr'a çıkdığında Cenâb-ı Hakk ona ayakkabılarını çıkarmasını emretdi, "فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَۚ" buyurdu. Bu ilâhî emir, Hakk'a mülâkatın, huzûrullahda bulunmanın zâhîrî ve bâtınî şartlarını gösterdi. Bişr el-Hâfî Hazretleri, bu şartlara riâyet etdi. Hem zâhirî şarta uydu, dâimâ huzûrullada olduğunu bilerek edebe riâyet etdi, hep ayakkabısız dolaşdı. Hem de bâtınî şarta uydu yani dünyâyı da ukbâyı da geriye atarak Hakk'a teveccüh eyledi.