Biz Ki Deryâ-yı Ma'ârifde Dürr-i Nâyâbız

20 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

NUTK-İ ŞERÎF

Biz ki deryâ-yı ma'ârifde dürr-i nâyâbız

Zerreden zâhir olur neyyir-i 'âlem-tâbız

İnsân-ı kâmil eşi bulunmayan bir inci gibidir, kıymetini bilen bilir. İnsân-ı kâmil, görünüşde basit bir insandır ama hakîkatde bütün âlemi aydınlatan güneş gibidir.

Her ne sâdır ola bizden kamu fi'l-i Hakk'dır

Fâ'il-i mutlaka biz âlet ü biz esbâbız

Hakk'da fânî olan ehlullah meşhûr hadîs-i kudsîde beyân edildiği gibi Allah'ın âleti gibidir. Onlardan zâhir olan, Allah'ın fiilleridir çünkü onların irâdeleri Hakk'ın irâdesinde yok olmuşdur.

N'ola ger çâkerimiz olsa şeh-i heft-iklîm

Cezbe-i aşk-ı ilâhî ile ser-i kullâbız

Hakk'da fânî olup bekâbillah mertebesine eren ehlullahın hükmü her yerde geçer çünkü Allah ile bekâ bulmuşdur.

Müfrediz post düşüpdür bize mağz-ı Kur`ân

İlm-i erbâb-ı mürekkebde ulu'l-elbâbız

Bu velîler Kur`ân'ın sadece elfâzına değil ma'nâsına ve özüne de vâkıfdır, her âyetin hakîkati onlara ayandır. 

Sıfat u şânımız idrâk edemez her bî-dîde

Merd-i ma'nâ-yı mezâhir suver-i Vehhâbız

Bu velîler Hakk'ın hem esmâsına hem sıfâtına hem de zâtına  mazhardırlar. Onların kıymetini herkes anlayamaz, kalb gözleri kör olanlar onlardaki cevherleri farkedemez.

Vechimiz mevziidir secdegeh-i hâss ile âmm

Ka'be-i ehl-i diliz kıble-i cân-ı mihrâbız

Gerek avâm gerek havâss herkes feyzini onlardan alır. Gönül ehlinin mürşidi ve önderi de bunlardır.

Ey Muhîtî biziz ol 'ukde-küşâ-yı âlem

Ya'nî mîr-i 'urefâ şehr-i ulûma bâbız

Maddî ma'nevî zâhirî bâtınî bütün müşküller insân-ı kâmil ile hallolur. Ulûm-i evvele ve ulûm-i âhire mâlik olan ârifler sultânı Resul-i Kibriyâ İmâm-ı Enbiyâ Muhammed Mustafâ aleyhissalâtü vesselâmın gerçek vârisleri de insân-ı kâmil olan ehlullahdır. Hadîs-i şerîf ile beyân olunduğu üzere ilim şehri, Resûl-i Ekrem Efendimiz, o şehrin kapısı da İmâm Ali kerremallahu vecheh  Efendimizdir. Her şehre kapısından girildiği gibi ma'rifetullah şehrine de bâb-ı Ali'den girilir yani O'nun gerçek vârisi olan bir insân-ı kâmlin yani kâmil bir mürşidin kapısından girilir.

Muhîtî Baba