9 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Burada zaman zaman meraklılara kitap tavsiyeleri yapıyorum. Bugüne kadar yaptığım kitap tanıtımları, okuyup beğendiğim ve sizlere faydalı olacağına inandığım eserlerdi. Şimdi daha önce hiç yapmadığım bir şey yapacağım ve okuyup hayal kırıklığına uğradığım bir çalışmadan bahsedeceğim. "Osmanlı Toplumunda Tasavvuf 18.Yüzyıl" başlığıyla İnsan Yayınları tarafından yayınlanan sekiz yüz sayfalık bu eser, yazarın doktora çalışması imiş. Sabırla başından sonuna kadar mütâlaa ettiğim bu eser başdan sona sözkonusu yüzyılda yaşamış olan şeyhler ve o devirde faal olan tekkeler hakkında ansiklopedik ma'lûmât ile dolu olup, okuyucuya konu ile ilgili ne doğru dürüst bir çerçeve ne de adamakıllı bir fikir verebilmekdedir. Eser âdetâ akademik çalışmalar yapan bir ilim adamının tuttuğu binlerce notun bir araya getirilmesinden meydana gelmiş gibidir. Daha da fenâsı, yazar aklı sıra esere bilimsel bir hava vereceğini zannederek analitik metodlar kullanmış ve ma'nâsız yüzdelik tablolar hazırlamış. Eserde sık sık karşımıza çıkan bu analitik yorumlardan birini ibret olsun diye buraya aktarıyorum :
Anadolu'da faaliyet gösteren XVIII. asır şeyhleri içerisinde Halvetî şeyhlerinin sâhib olduğu oranı (%40,6) biraz önce yukarıda kaydetmiştik. Bu oranın şubeler arasındaki paylaşımına bakacak olursak, %40'lık bir oranla Ahmedî şeyhleri ilk sırada yer alırken, %34'lük bir payla Cemâlî şeyhleri ikinci sırada gelmekde ve bunları %13'lük bir oranla Sivâsî şeyhleri, %8,1'lik oranla diğer Halvetî şeyhleri ve %4,9'luk bir payla da Rûşenî şeyhlerinin izlediği görülecekdir.
Yazarın bu analizi, market raflarındaki ürünlerin markalara göre dağılımını gösteren analizlere benzemekdedir. Bu ma'nâsız paragraf, yazarın tasavvufu da tarîkatları da hiç anlamadığını göstermeye yeter de artar bile.
Yazar, bunca emeği, bunca ma'lûmatı, çok daha faydalı olacak şekilde bir araya getirebilirdi. Eğer bilgiler ansiklopedik bir formatda bir araya getirilseydi, hiç değilse o dönemi araştıran kişilere kaynak olacak kıymetli bir eser ortaya çıkardı ki bu gibi ansiklopedik eserlere ne kadar ihtiyâç duyulduğu ma'lûmdur. Fakat bütün dünyâ bilir ki, kitap yazmak hele hele doktora çalışması yapmak demek, okuyucuya işe yaramaz ma'lûmât yığınları sunmak değil, o ma'lûmat yığınlarını iyi bir metodla değerlendirerek okuyucuya yeni bir fikir sunmak, farklı bir bakış açısı kazandırmakdır. Yazar ve akademisyenlerimiz bu âlemşumûl hakîkati ne zaman idrâk edecek, çok merâk ediyorum.
Debistân-ı edebde iktisâb-ı ilm ü irfân et
Demin laklakla sarf etme teneffüsgâh-ı âlemde