23 Mart 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NÜKTE
Doğru dürüst yüzme bilmeyen bir adam göle düşmüş...Feryâdını duyanlar yardıma koşmuşlar ama kim adama "Ver elini de çıkarayım seni" dediyse adam bir türlü elini vermemiş...Herkes şaşkınlıkla bu manzarayı seyrederken Nasreddin Hoca yetişmiş ve elini adama doğru uzatıp "Al elimi" demiş...Der demez adam Hoca'nın eline yapışmış ve boğulmakdan kurtulmuş...
Adamın, onca insanın yardım teklifine aldırış etmeyip de Hoca'nın yardımını kabûl etmesine kimse akıl erdirememiş...Demişler ki :
Hocam biz bu işe hiç akıl erdiremedik. Nasıl oldu da biz bu kadar adam defalarca ısrar ettiğimiz halde, bize elini vermedi de sen bir kere söyleyince elini hemen uzatıverdi?...
Nasreddin Hoca, şu mürşidâne cevâbı vermiş :
O adam cimrinin biridir, hiç bir şeyini veremez, bir tek almayı bilir...Hattâ canını bile verir de yine bir şeyini veremez. Onun için ben ona sizin gibi "ver elini" demedim, “al elimi” dedim, o da hemen elimi tutuverdi...
DERSLER
Bu nüktenin işâret ettiği ma'nalara gelince...
1. Bazı insanlar vardır ki bir takım huylarından ölünceye kadar kurtulamazlar..."Can çıkmadan huy çıkmaz" darb-ı meseli bunun için söylenmişdir...
2. Bazı çirkin huylar vardır ki eninde sonunda insanın felâketine sebeb olur, bu kötü huylarını terketmeyenler, düştükleri tehlikelerden onları kurtaracak bir yardımcıyı da her zaman bulamazlar...
3. Bu hikâyede, Hoca mürşidi, göle düşen adam da nefs-i emmâre girdabında mahv olmak üzere olan kişiyi remz eder...Nefsin hevâsına tâbi' olanlar, kuru nasîhat ile yola gelmezler, hattâ bu gibi nasîhatlar onlarda aksi tesir bile yapabilir...Onları kurtaracak olan, nefsin kötü huylarını, kalbin manevi hastalıklarını çok iyi bilen ve bu manevi hastalıkların tedâvîsinde de mütehassıs olan mürşidlerdir...