Bok Böceği

16 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Hunfesa

TEMSÎL-İ HUNFESÂ

Şuna benzer bu emsâlin misâli
Kulak tut sana diyem hasb-i hâli

Şu bir hayvân ki adı hunfesâdır
Onun hâlini yâd etmek revâdır

Bahâr eyyâmı ger bulsa necâset
Bilirler pes onu 'ayn-ı ganîmet

Onu bûyundan anlayıp ol emsâl
Üşer her köşeden üstüne derhâl

Olup cem'iyyet-i kübrâ-yı ârâm
Durur pes üstüne bâzâr u hengâm

O dem her biri sunup ona dendân
Tamâm 'ıyş edinirler şâd u handân

Bu nev' ile bulur çünki harîdâr
Revâca düşer onda necs-i murdâr

Erip bâzârına ger meyyit-i tâm
Alır her biri ondan şevk ile kâm

Çün olur zâhir u bâtın mülevves
Onunla kâni olmaz ol muhabbes

Nevâle etmek için ol habîsi
Yuvalaklar düzerler her birisi

Bozulur çünki bâzâr-ı necâset
Eder her biri küncüne 'azîmet

Yuvalarlar onu mesnâ ve ferdâ
Zahîre etmek için onda ferdâ

Sürer durmaz firâz u geh nişîbe
Bedel etmez onu veznince tîbe

Nice günler çeker yolunda zahmet
Gelince tâ inine ol habâset

Çü sığmaz inine ol teng-i murdâr
Düşer câhına kendi hôr ü pür-zâr

Budur bâzâr-ı dünyânın misâli
Ki dedim bunda sana hasb-i hâli

Metâ'ı levs ü tâlib hunfesâdır
Bunun mısdâkı kavl-i Mustafâ'dır

Ed-dünyâ cîfetün tâlibühâ kilâbün
(Dünyâ bir leşdir ona köpekler üşüşür)

Ki her kanda olursa bûy-ı dünyâ
Hemân cem' olısar her seg-i sîmâ

Ki seçmez ekseri hıll ü harâmı
O hayvân gibi cem eyler hutâmı

Çü bulur tab'ına lâyık metâ'ı
Sürer her köşeye bilmez sudâ'ı

Kimi Hind'e çeker kimisi Sind'e
Ne şehde benzetir onu ne kande

Kimi garba sürer kimisi şarka
Kimi Efrenc'e ve kimi Irâk'a

Cu'alveş çünki lezzât aldı nâdân
Ona yakın gelir Şîrâz u Şirvân

Yetip va'de dağıldıkda bu bâzâr
Getirir kabrine onu ol evgâr

Çü hırsından onu düzmüşdü tafra
Düşer kabre kalır ol mâlı taşra

Şemseddin Sıvâsî
Kuddise Sırruh

ÎZÂH

Ehlullah Hazerâtı dünyâya tapanları, dünyâ peşinde koşup Allah'ı unutanları, pislik içinde yaşayan bir böceğe benzetmişlerdir. Neden? Çünkü hakîkatde dünyâ bir cîfedir, leşdir, necâsetdir de ondan. Nitekim rüyâda görülen necâset de dünyâ malıyla tabir edilir. Bugün bok böceği yâhud gübre böceği denilen bu hayvanın eski dildeki karşılığı hunfesâdır. Bu hayvan gübreden beslenir ve gübreden toplar yapar. Bazı böceklerin elma büyüklüğünde toplar yapdığı görülmüşdür. Hazret-i Şeyh bu nutkunu bu temsîl üzerine inşâd etmişdir. Buyuruyorlar ki : 

Bok böceği, pisliği ganîmet bilir, onu kokusundan tanır ve üstüne atlar. Bir müddet büyük bir keyifle ondan yer. Her tarafı pisliğe bulanır ama o zevk içindedir. Yemekle de yetinmez, yuvasına götürmek için pislikden toplar yapar. O topları binbir zahmetle yuvasına kadar yuvarlayarak getirir. Getirir ama bir de bakar ki o necâset topu yuvanın deliğinden sığmaz. Çünkü hırsı sebebiyle yuvanın deliğinden büyük bir top yapmışdır. İşte dünyâya tapanların misâli budur. Onlar da devamlı mal toplarlar, para yığarlar, helal haram demeden ne bulurlarsa istiflerler, fakat topladıklarını yiyemeden ölüp kabre girerler, bütün mal mülk dışarda kalır.

Gelin terk idelim dünyâ çü bildin fânîdir dünyâ
İrelim Mevlâ katına ki dâim bâkîdir Mevlâ
Bu fenâya gönül virüp buna olmayalım meşgûl
Bize yüz karası bunda gelir âhiretde key anla
Bu dünyâ sevgisi tahkîk gönül karardıcıdır bil
Kara gönüllü Dost sevmez tâ olmayınca mücellâ
Şeytân gönlüne bırakır ki sana dünyâ sevdirir
Îmân hil'atin aldırır ki eğninden gâfil olma

Listeye geri dön