20 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
İSTİMDÂD
Bu cismim âteş-i aşkınla yansın yâ Resûlallah
Dü çeşmim hâb-ı gafletden uyansın yâ Resûlallah
Gidüp boynumda zincîrimle ben ol "Ravza-i Pâk"e
Görenler hep beni dîvâne sansın yâ Resûlallah
O rütbe ağlayam çöllerde feryâd edem ben kim
Sirişk-i dîdem kâne boyansın yâ Resûlallah
Şu kâfir nefsi elinden bu dil-i bî-çâreyi kurtar
Yeter fısk u kabâhatden usansın yâ Resûlallah
Kulun Leylâ’yı mahşer ehline sen eyleme rüsvây
Günâhından bu dünyâda utansın yâ Resûlallah
Şâire Leylâ Hanım
LUGATÇE
Âteş-i aşk : Aşk ateşi
Dü çeşm : İki göz
Hâb-ı gaflet : Gaflet uykusu
Ravza : Sözlük anlamı bahçedir ancak ıstılahda Resûl-i Ekrem Efendimizin kabr-i şerîfi ile minberi arasındaki yerin adıdır. Mescid-i Nebî'nin bu kısmı bizzat Hazret-i Peygamber tarafından "ravza-i cennet/cennet bahçesi" olarak tarif edilmişdir. Edebiyâtımızda ravza denince, Efendimizin kabr-i şerîfi anlaşılır ve kudsiyyetine işâret etmek için "ravza-i pâk" ve "ravza-i mutahhara" gibi terkiblerle kullanılır.
Dîvâne : Deli
O rütbe : O derece
Sirişk-i dîde : Gözyaşı
Dil : Gönül
Bî-çâre : Çâresiz
Fısk u kabâhat : Günâh ve hatâlar
Rüsvây : Rezîl
NAĞME-İ AŞK