2 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Bu ne derddir 'aceb dermân belirmez
Yâ bu ne yâredir zahmı belirmez
Benim gönlüm 'aceb 'aşkdan usanmaz
Varır 'aşka düşer hiç bana tanmaz
Döner gönlüm bana öğüt verir hoş
'Âşık olan gönül 'aşkdan usanmaz
'Âşık ki câna kaldı 'âşık olmaz
Cânın terk etmeyen ma'şûku bulmaz
'Aşk bâzârıdır bu cânlar satılır
Satarım cânımı hiç kimse almaz
'Âşık bir kişidir bu dünyâ mâlın
Âhiret korkusun bir çöpe saymaz
Bu dünyâdan âhiretden içerü
'Âşıkın yeri vâr kimse ne bilmez
'Âşık öldü deyû salâ verirler
Ölen hayvân durur 'âşıklar ölmez
'Âşıklar meydânı 'arşdan yücedir
Çalarlar çevgânı topu belirmez
Beğim 'ârif isen yürü yolunca
Bunda başlar yiter kanlar sorulmaz
Erenler kapusu Hazret kapusu
Bu tapuya gelen mahrûm gönülmez
Yûnus bu deryâya gark oldu gitdi
Geri gelmekliğe 'aklı dirilmez
Yûnus Emre
Kuddise Sırruh
NAĞME-İ AŞK
Bu Uşşak ilâhîde güfte dîvândaki metinden biraz farklı. Aradan uzun yıllar geçince birçok nutukların bu gibi değişikliklere uğradığını görüyoruz. Bu da gâyet tabiîdir.
Bu 'akl u fikr ile Mevlâ bulunmaz
Bu ne yâredir ki zahmı bulunmaz
Kamunun derdine dermân bulunur
Şu benim derdime dermân bulunmaz
'Aşkın pazârında cânlar satılır
Satarım cânımı alan bulunmaz
Yûnus öldü deyü salâ verirler
Ölen hayvân imiş 'âşıklar ölmez
Bu ilâhînin bir husûsiyyeti de eskiden dervîşlerin ve bilhassa meşâyihin cenâzelerinde okunması idi.