Budist Râhibin İrşâd Ettiği İslâm Âlimi
11 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Vaktiyle bir mu'tezilî âlim, budist bir râhibi İslâm'a davet etmiş, onunla uzun uzun konuşmuş, İslâm'ı anlatmış, bir takım aklî deliller ileri sürmüş ama ne dediyse râhibi bir türlü iknâ edememiş. En nihâyet söyleyecek bir sözü kalmayıp da, "Bu kadar anlattım, îzâh ettim, sen akıllı bir adamsın, niye İslâm'ı kabûl etmiyorsun?" diye serzenişde bulununca, budist râhib ona şu cevâbı vermiş: "Allah bırakmıyor ki îmân edeyim". Mutezilî âlim, "Canım hiç olur mu öyle şey, Allah niçin bırakmasın, seni şeytan bırakmıyor" deyince budist râhib demiş ki, "Allah benim îmân etmemi istiyor ama şeytan mâni oluyor öyle mi? Eğer öyleyse şeytan Allah'a galebe çalmış olur. Yazık! Sen de ilmim var diye, İslâm âlimiyim diye ortada dolaşıyorsun. Senin anlattığına göre Allah benim îmân etmemi istiyor, şeytan istemiyor ve beni bırakmıyor. O zaman şeytan Allah'dan daha kuvvetli çıkıyor". O budist râhibin bu sözleri üzerine o âlim hemen tövbekâr olup sünnî akâidine girmiş. O budist, onu irşâd etmiş.Hatırlarsanız önceki sohbetlerimizde, insana bahş edilen en büyük nimetlerden birinin tefekkür olduğunu söylemiş ve tefekkürsüz ilmin hazm edilmeyen gıda gibi faydasız olduğunu beyân etmişdik. İş okumakla bitmez, okuduğunu anlamak ve anladığını hazmetmek lâzımdır demişdik. Bu hikâye, bütün bu söylediklerimizi isbâta kâfîdir zannederim.
Geçmişde olduğu gibi, günümüzde de nice âlimler vardır ki, okudukları ilmin kendilerine bir faydası yokdur. Neden? Çünkü okuduklarını anlamamışlar, anladıklarını hazm etmemişler, hep ezber yolunu tutumuşlar ve ezber ettiklerini papağan gibi tekrarlamayı marifet zannetmişler, hep taklid yolunu tutmuşlar, bildiklerini tahkîke erdirememişler de ondan.
Papağanı görmüyor musunuz? Papağanın, kendisine öğretilen kelimeleri tekrar etmekden başka bir marifeti var mı? Papağan, söylediği sözün ma'nâsından bî-haber, habire aynı şeyi tekrarlayıp duruyor. Ezberci âlimlerin papağandan ne farkı var?