28 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
Bulmaksa kemâl ilm ile tahsîl-i kemâl et
Bî-kıymet eder âdemi cehl ile hamâkat
Maksad kemâl bulmaksa oku, ilim tahsîl et zîrâ rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir. Unutma ki câhillerin ve ahmakların hiç kıymeti olmaz.
İdrâk-i hakîkatle olur maksadı ta’yîn
Şehrâh-ı se'âdete delîl ilm-i verâset
İnsanı hem bu dünyâda hem de âhiretde se'âdet ve felâha kavuşturacak olan ilimdir. Maksadı doğru ta'yin etmek için bu hakîkati iyi bilmek lâzımdır.
Ser-menzil-i maksûda sebeb sabr u sükûnet
Bî-kıymet eder âdemi cebr ile huşûnet
Maksada ulaşmak için sabır ve sükûnet ile yol almak lâzımdır. Sert ve kaba insanların kıymeti yokdur.
Dergâh-ı mu'allâda olur kıymeti bâlâ
Tıynetleri âlî olanın hâli sehâvet
Allah katında kıymeti yüksek olan kişiler ahlâkı güzel olan cömert insanlardır.
Kibr ile gurûr tab'ı eder nâra mübeddel
Kudsî-i tavâzu' ile gelir ehline rıf’at
Kibir ve gurûr gibi şeytanî sıfatlar insanı daha bu dünyâda cehenneme düşürür. Tevâzu' ise insanı yükseltir ve yüceltir.
Hırs u tama'a düşme eder kadrini ednâ
Hürriyyet ile 'ayn-ı gınâ kenz-i kanâ'at
Hırs ve tama' gibi kötü sıfatlar da insanın kıymetini düşürür ve dünyâya esîr eder. Bunların aksi olan kanâ'at ve gınâ ise insanı hürriyetine kavuşturur ve yüceltir. Bunların arasındaki fark tıpkı bir köle ile hür bir insan arasındaki fark gibidir.
Nîrân-ı hased yakmakdadır hâsidi dâim
Buhlün eseri sâhibine fakr u mezellet
Hased öyle bir ateşdir ki önce sâhibini yakar. Cimrilik de sanılanın aksine sâhibine fakirlik ve zillet getirir.
Mâhiyyeti ednâ olanın hâli denîdir
Vicdân-ı selîmin eseri sıdk u sadâkat
İçi kötü olanın dışı da kötüdür. Yani özü bozuk olan kimsenin ahlâkı da bozuk olur. Özü temiz olanların ahlâkı da düzgün olur.
Kalbinde fesâd u fitn’olur ehl-i şekânın
Rahm ile safâvet bulunan ehl-i se'âdet
Kötü insnların kalbinde fitne ve fesad olur. İyi insanlar ise merhametli ve temiz kalbli olurlar.
Ahlâk-ı hasen sâhibi cevher gibi makbûl
Ahvâli sakîmden gelir insâna mazarrat
Güzel ahlâk sâhibi olanlar mücevher gibi kıymetlidir. İnsana gelen her türlü kötülük ahlâkı kötü olanlardan gelir.
Tehzîb-i nefs etmeyen insân olamaz hiç
Hayvân sıfâtın geçmeyen âdem mi hakîkat
Ahlâkını düzeltmeyen, nefsini tezkiye etmeyen kişi gerçek insan olamaz. Sıfatıları hayvandan farksız olan kimseye insan denemez.
Aldanma gönül gölge gibi fânîye aslâ
Her sâ'atini tâ'at ile eyle ticâret
Bu dünyâ tıpkı bir gölge gibidir. Nasıl ki gölgenin peşinden koşan onu yakalayamazsa dünyâya aldananlar da hüsrândadır. İnsana yakışan her ânını ibâdet, tâ'at ve zikrullah ile geçirmekdir.
Bulmazsa gönül maksûdunu tâ ezelîden
Encâmı eder tâ ebedî âh u nedâmet
İnsan eğer yaradılışının gâyesini bilip Hakk'a kulluk etmezse âkıbeti ebedî bir pişmânlıkdır.
Bir lahza dil ü cânını dûr atme Hudâ'dan
Bulmak diler isen dü cihân içre selâmet
Hem bu dünyâda hem de âhiretde selâmetde olmak isteyen bir anını bile zikrullahsız geçirmemelidir.
Gurbetde eğer kurbete ermek ise maksûd
İhlâs u muhabbet ile kıl tâ'ate sür’at
İnsanın bu dünyâya gelmesinin sebebi Hakk'ı bilmek ve Hakk'ı bulmakdır. Bunun da yolu ihlâs ve muhabbet ile O'na kulluk etmekdir.
Sâmî dü cihânda emelin nûr-i cemâlse
Bir ân ü zamân etme ibâdetde kesâlet
Hakk'ın cemâline tâlib olanlar, kullukda bir an bile gevşeklik göstermemelidir.
Abdurrahmân Sâmî Saruhânî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî