Bütün Günâhlardan Arın ki Muhabbetullaha Nâil Olasın

22 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki:
"Bugün tövbe edeyim, yarın tövbe edeyim" diyerek ömürlerini hevâya verenler, yalancılıkla, düzenbazlıkla, hîlekârlıkla nefeslerini ve nefislerini tüketenler, ebedî hüsrâna uğrayacaklardır. Ey mü'min! Ölüm günü gelip çatmadan tövbe et. Yaptığın bütün kötülüklere, fenâlıklara, kabâhatlere, suçlara ve günâhlara tövbe et ve bir daha işlemeyeceğine söz ver. Günâhlarına nâdim ol, ağla, gözyaşı dök ve bir daha yapmamaya azm eyle. Bilesin ki, Allah, tövbe eden kullarını sever. Allah, kötülüklerden kaçınan, ma'nen ve maddeten arınmasını bilen temiz ve tâhir kullarını sever. Allah, ebedî sa'âdet ve ni'metlerini de böylece tövbe eden, arınan ve kötülüklerden sakınan kulları için hazırlamışdır. Bunu bil, bu gerçeğe inan, Hakk'ın va'dine bağlan ve hemen gayret kemerini beline kuşan.
Tevhîdi, tehlîli, temcîdi, doğru konuşmayı, hak söylemeyi diline vird edin. Yalandan, gıybetden, boş ve faydasız sözlerden, küfürden, inciten ve kalb kıran acı konuşmalardan, şâhidliği ketmetmekden dilini temizle ve koru. Gözlerinden gaflet ve hıyânet perdelerini kaldır. Gözlerini, gördüklerinden ibret alır hâle getir. İyiyi,  güzeli ve doğruyu görmeğe alıştır. Kulaklarını hak kelâmına ver, Allah'ın sevmediği sözlere kulaklarını tıka. Gıybete, kötü söze, boş ve faydasız konuşmalara kulaklarını kapalı tut. Ağızdan alınan zehir, vücûdu ifnâ ettiği gibi, kulakdan alınan zehirli kelâm da insanın rûhunu ifnâ eder. İki çenen arasındaki et parçası ile, iki budun arasındaki et parçasına sâhib ol. Ayaklarını da dâimâ doğru yolda bulundur. Sapıkların, azmışların, fısk u fesad yolunda gidenlerin yollarına sapma. Unutma ki, ölüm bir gün bize de gelecek, bize de yetişecekdir. Ölümden kurtuluş yokdur. Bir gün gelecek, bizi de alacaklar ve kabrimize bırakıp savuşacaklardır. Kabir denilen yer, ya cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur. İşte o çukurda amellerimiz ile başbaşa kalacak, ya fecî bir azâba uğrayacak veya rahat ve güzel yeni bir âleme kavuşacağız.
Efendi Hazretleri, bu nasîhatlerinde Sûre-i Bakara'daki " إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ innallahe yuhibbüt tevvâbîne ve yuhibbül mütetahhirîn" âyet-i kerîmesine işâret etmişlerdir. Dikkat edilirse bu âyet-i kerîmede "tövbe edenler" diye tercüme edilen kelime "tâibûn" değil"tevvâbîn"dir. Bu ikisi arasında mühim bir fark vardır. "Tâib" herhangi bir günâha tövbe eden ma'nâsına gelirken, "Tevvâb" her kötülüğe tövbe eden, çokça tövbe eden gibi ma'nâlara gelir. Cenâb-ı Hakk'ın sevdiği tövbekârlar "tevvâb" olanlardır. Bu ikisinin farkını şöyle de anlatabiliriz. Üç çeşit günâh işleyen bir kimse, bu günâhlardan sadece birine de tövbe etse, tövbesi makbûl olur ve kişi o günâhdan kurtulmuş olur ama o kişiye "tevvâb" denilemez. Bu yüzden de o kişi, Allah'ın muhabbetine nâil olamaz zîrâ diğer iki günâhı işlemeye devâm etmekdedir. Muhabbetullaha nâil olabilmesi için üçüne birden tövbe etmesi yani tamâmen temizlenmesi lâzımdır.

Gizli gerekse âşikâr kasdî gerek bî-ihtiyâr
Her cürme bî-hadd ü şümâr estağfirullahe'l-'azîm
Settâr'ıma îkân ile Gaffâr'ıma îmân ile
Tevbe edüp bin cân ile estağfirullahe'l-'azîm


www.muzafferozak.com
Listeye geri dön