Büyücü Kocakarıya Âşık Olan Şehzâde

2 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Hubb-i Dünya
Mesnevî Şerîf'deki hikâyelerdendir :
Pâdişâhın biri, rüyasında oğlunu ölmüş görünce, soyunun kesilmesinden korkarak oğlunu evlendirmeye niyet etmiş fakat oğluna alacağı kızın kendisi gibi bir pâdişâhın soyundan değil de, meşrebi güzel, mezhebi dürüst temiz bir kimsenin soyundan olmasını istemiş. Pâdişâhın oğluna fakîr bir zâhidin kızını almak istediğini duyan haremdeki kadınlar, hemen dedikoduya başlamışlar. Şehzâdenin annesi, "Evlilikde denklik şartdır. Halbuki sen oğlumuzu yoksulun biriyle evlendiriyorsun?" diyerek pâdişâha itiraz etmiş. Pâdişâh, "Temiz bir kişiye yoksul demek yanlışdır. Çünkü onun kalbi zengindir. Böyle bir insan, kanâat sâhibidir. Onun zâhirdeki yoksulluğu tembelliğinden değildir. Kanâ'atden meydana gelen darlık, takvâdandır" diyerek karısını iknâ etmeye çalışsa da karısı, "Nerede onda çeyiz olarak verecek şehir ve kaleler ya da saçacak inciler, takacak takılar, paralar pullar?" diyerek itirâza devâm etmiş. Pâdişâh "Bırak bu lafları, kim dîn endîşesine düşerse Allah diğer bütün derdleri ondan alır" diyerek karısını susturmuş ve oğluna istediği kızı almış. Kızın güzellikde eşi menendi yokmuş. Yüzü de güneşden daha parlakmış. Üstelik kızın zâhirî güzelliği kadar huyu ve ahlâkı da güzelmiş.
Fakat kader bu ya, o güzelim şehzâdeye bir ihtiyâr büyücü âşık olmuş. O kocakarı, şehzâdeye öyle tesirli bir büyü yapmış ki şehzâde bir anda o çirkin kocakarıya âşık oluvermiş. O güzeller güzeli kızı bırakmış ve o acûze kocakarının peşine düşmüş. Şehzâde, o kocakarıya âdeta köle olmuş. Gözü ondan başka bir şey görmez olmuş. Oğlu bu hâle gelince, dünyâ pâdişâha zindân olmuş. Pâdişâh, oğlunu kocakarıdan kurtarmak için her yolu denemiş fakat ne yaptıysa işe yaramamış. Hattâ şehzâdenin kocakarıya aşkı ve bağlılığı daha da artmış. Pâdişâh çâresiz kalınca, aklı başına gelmiş. Bu işde mutlaka bir hikmet olduğunu ve bundan kurtulmak için tek çârenin  Allah'a yalvarmak olduğunu anlamış. Secdeye kapanmış ve "Yâ Rabbi, sultân sensin, fermân senin. Senin mülkünde senden başka kimin hükmü geçer ki. Oğlumu düştüğü bu hâlden kurtar. Yâ erhamerrâhimîn, senden meded" diye yalvarıp yakarıp ağlamaya başlamış.
Ertesi gün şehre kimsenin tanımadığı bir adam çıkagelmiş. Bu zât, şehzâdenin başına gelenlerden haberdârmış. Şehzâdeye büyü yapan kocakarıyı da tanıyor ve onun büyüdeki ustalığını da gâyet iyi biliyormuş. Fakat her bilenden daha iyi bilen biri vardır ya, o da kendi ustalığına güvenerek pâdişâhın huzûruna çıkmış, kendisini tanıtmış ve "Başınıza gelenlerden haberim var. Ben sizin derdinize dermân olarak geldim. Merak etmeyin ben bu işi çok iyi bilirim, ben o kocakarının büyüsünü yok eder, oğlunuzu kurtarırım. Zîrâ bana bu ilmi Allah verdi, ben bu işi büyücülerden öğrenmedim" demiş. Pâdişâh, duâsının kabûl olduğunu anlayıp Allah'a şükürler etmiş. Pâdişâhın imdâdına koşan o zât, hemen yapacağını yapmış ve şehzâdeyi kocakarının büyüsünden kurtarmış. Şehzâde büyüden kurtulup da aklı başına gelince, koşa koşa babasının yanına gelmiş ve minnetarlığını ifâde ederek yerlere kapanmış. Pâdişâh, oğlunun bu büyük derdden kurtulması şerefine ülkesinde şenlikler yaptırmış, halka ziyâfetler vermiş, bayram yaptırmış. Şehzâdeden ümîdini kesmiş olan gelin de murâdına ermiş. Büyücü kocakarı da kahrından gebermiş.
Hazret-i Mevlânâ, hikâyenin sonunda buyuruyorlar ki :
Dünyâ büyücüsü pek acâib bir kocakarıdır. Onun büyüsünü bozmak herkesin harcı değildir. Eğer onun bağladığı düğümler akılla çözülebilseydi Allah peygamberleri yollar mıydı? Kendine gel de nefesi kutlu, düğümleri çözen, Allah'ın rızâsına göre hareket eden, Hakk'ın sırlarını bilen birisini ara! Dünyâ seni de balık gibi oltasına takmış. Şehzâde bir yıl o hâlde kaldı, sen ise yıllardır o oltada mihnetler içindesin, yani günâhkâr bir bedbahtsın. Ne dünyân güzel, ne de vebâlden ve günâhdan kurtulmuşsun! Dünyânın üfürüğü bu düğümleri pek sıkı düğümlemiş. Öyleyse sen Hakk'ın üfürüğünü iste! İste de "Ben Âdem’e rûhumdan üfürdüm" sırrı seni bu büyüden kurtarsın! Zîrâ dünyâ büyücüsünün üfürüğünü, Allah üfürüğünden başka bir şey bozamaz. Biri kahır üfürüğüdür, diğeri lûtuf üfürüğüdür. Allah'ın rahmeti kahrından artıkdır, ileridir. Sen de yücelmek istiyorsan yürü, bir yüce er ara. Böylece amellerle ya da hûrilerle evlendirilmiş kişilerin mertebesine eriş. Ey büyülenmiş şehzâde! İşte sana kurtuluş çâresi! Dünyâ kocakarısı senin yanında oldukça ve sen, onun işvelerine kapılıp kaldıkça, ne onun ağı ve tuzağı çözülür, ne de büyüsünün düğümleri.
Dünyâya dalma encâmı hasret
Gafletde kalma çün ki nedâmet
Listeye geri dön