Büyük Velîler ve Makâmları

25 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Dua

Daha önce Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin Ziynetül'-Kulûb'ünden naklen İstanbul'da duâların kabûl buyrulduğu on altı makâmı yazmışdık. Bunlar büyük velîlerden bildiklerimizdir, meşhûr olanlarıdır, türbeleri, kabirleri, ziyâretgâh olanlardır, kendileriyle Allah'a tevessül edilen velîlerdir bunlar, tasarruf ehlidir bu zevât. Halbuki daha nice velîler vardır İstanbulumuzda. Bunların bir kısmının kabri, türbesi ortadadır ama yalnız ismen biliriz onları, pek bir malûmat yokdur onlar hakkında. Diğer bir kısmının ise kabirleri bile ortadan kalkmışdır. İsimleri de eserleri de mechûldür bu zevâtın.

İstanbul hâricindeki velîler için de durum aynıdır. Bazısı meşhûrdur, türbesi mamûrdur, halkın çokça rağbet etdiği ziyâretgâh hâline gelmişdir. Bazısı da pek bilinmez, tanınmaz, basit bir kabir taşı ve isim kalmışdır onlardan yâdigâr. Bir de şöhretine rağmen kabri, türbesi olmayan velîler vardır. Yûnus Emre Hazretleri gibi. Bu gibi velîler için pek çok yerde makâmlar ittihaz edilmişdir, orada burada bunlara âid kabirler, türbeler görürsünüz. O velî orada yatmıyordur ama o kadar sevilen ve saygı duyulan bir zâtdır ki o, O'na âid bir sembol olarak yapılmışdır o türbe ve kabirler.

Şimdi İstanbul hâricinde medfûn olan büyük velîlerden bazılarını zikrdeceğim. aralarında türbeleri, kabirleri belli olanlar da var, olmayanlar da. Memleketimizin hududları dâhilinde olanlar da var, olmayanlar da. Bizim şimdi zikredeceğimiz zevât, Anadolu'nun İslamlaşmasında büyük hizmetler görmüş olan kâmil mürşidlerdir. Malum ya, Allah'ın velîleri pek çokdur ama büyük mürşidler azdır. Bunlar evliyânın seçkinleridir. Bunlar Türk milletini ihyâ eden büyük mürşidlerdir. Asırlar boyu bu milleti aydınlatan güneşlerdir bunlar. Şarka garba sâye salan ulu çınarlardır bunlar. Millete hayat veren feyiz pınarlarıdır bunlar. Memleketimizin manevî fâtihleridir, manevî koruyuculardır bunlar. Milleti ayakda tutan heybetli sütunlardır bunlar, yeryüzü için dağlar ne ise, millet için de bunlar odur.

  • Hazret-i Yûnus Emre, kabr-i şerîfi mechûldür, pek çok yerde makâmı vardır.
  • Hacı Bayram Velî Hazretleri, türbesi Ankara'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Emîr Sultan Hazretleri, türbe-i şerîfi Bursa'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Hazret-i Üftâde, türbe-i şerîfi Bursa'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri, kabr-i şerîfi Bursa'dadır.
  • İznik'de, Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri, İznik'de medfûndur, türbesi yandıkdan sonra kabr-i şerîfi açık alanda kalmışdır, ziyâretgâhdır.
  • Akşemseddîn Hazretleri, türbe-i saâdeti Göynük'dedir, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Şeyh Edebali Hazretleri, türbesi Bilecik'dedir, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, türbe-i şerîfi Konya'dadır, mamûrdur, en çok rağbet edilen türbelerdendir.  
  • Sadreddin Konevî Hazretleri, türbesi Konya'dadır, maalesef bakımsızdır, unutulan ziyâretgâhlardandır.
  • Hasan Sezâyî Hazretleri, türbe-i şerîfi Edirne'dedir, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Şeyh Şaban-ı Velî Hazretleri, türbesi Kastamonu'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Yiğitbaşı Ahmed Şemseddîn Hazretleri, türbesi Manisa'dadır, mamûrdur.
  • Abdülvehhâb Ümmî Hazretleri, türbesi Elmalı'dadır, mamûrdur.
  • Sinân Ümmî Hazretleri, türbesi Elmalı'dadır, mamûrdur.
  • Somuncu Baba Hazretleri, türbesi Malatya'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır. 
  • Hacı Bektâş-ı Velî Hazretleri, Türbesi Nevşehir'dedir, mamûrdur, ziyâretgâhdır.
  • Şemseddîn Sıvâsî Hazretleri, türbe-i şerîfi, Sıvas'dadır, mamûrdur, ziyâretgâhdır
  • Cemâleddîn Aksarâyî Hazretleri, türbesi Aksaray'dadır, mamûrdur.

Bir de bu topraklardan neş'et etdikleri hâlde türbeleri ülkemizin hâricinde kalan velîler vardır. Onların da bazılarını teberrüken zikredelim :

Bu büyüklerin türbelerine yâhud makâmlarına gitmek, ister onları ziyâret maksadıyla olsun, ister onları vesîle edinerek Allah'dan bir şeyler istemek maksadıyla olsun câizdir, hayırlıdır, faydalıdır, güzeldir, hoşdur ama bundan daha faydalısı ve hayırlısı, onların izinden gitmekdir. Yani onların eserlerini okuyarak, onların tavsiyelerini tutarak adam olmaya çalışmakdır, onlar gibi olmaya çalışmakdır. Bendeniz hepinize bunu tavsiye ederim. Yoksa bir kimse, bir türbe ziyâreti için bin kilometre yolculuk yapsa, dünyâ kadar masraf etse, yâhud her gün on türbe dolaşsa, her birinde üç cüz Kur`ân okusa, hattâ bununla da yetinmese, her gitdiği türbeyi silse süpürse, tamir etse, tefriş ve tezyîn etse ama kendisini çekip çevirmese, ahlâkını düzeltmese, o velîlerden istifâde etmiş olmaz, bu ziyâretlerden eline pek bir şey geçmez, yorgunluğu yanına kâr kalır. Bunun tam aksi olarak, bir kimse, bu türbelerden hiç birine gitmese, oralarda hiç bir hizmetde bulunmasa da o velîlerin eserlerini, nutuklarını okusa, onların nasîhatlarına kulak verse, bunlardan üçünü beşini kendi hayâtına tatbîk etse, onlardaki güzel ahlâka sâhib olmaya çalışsa, hem evliyâullahın hoşnudluğunu hem Cenâb-ı Hakk'ın rızâsını kazanmış olur.

Şunu hiç unutmayınız ki büyük velîlerin rûhları hürdür, âzâdedir, zamanla ve mekânla mukayyed değildir. Mukaddes ve muazzez rûhlardır bunlar. Onlara leyl ü nehâr olmaz. İşte bu yüzden onlarla irtibat kurmak için kabirlerine, türbelerine gitmek şart değildir. Asıl râbıta gönülle olur. Kim böyle bir velîye gönlünü bağlarsa, onu dâimâ yanında bulur. Râbıta râbıta dedikleri şeyin aslı da budur ve's-selâm.

Listeye geri dön