Câhil Cesâreti

7 Ocak 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Namaz

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Cuma cemaatinden birisi, "Kıyamda iken kıraati tamamlamadan elleri salmak namazı bozar diyorlar hocam, siz ne dersiniz?" deyince Efendi Hazretleri buyurdular ki : 

Canım onu bilmeyen adamlar konuşuyorlar. Bilmiyorlar, bir şeyden haberleri yok, öyle görmüş, kendi bildiğinden hâriç bir şey yapdın mı, hemen "Aman bilmem ne oldu" diyorlar. 
Herif geldi bana, "Sen bu saçla nasıl vaaz ediyorsun!" demesin mi, bana Fâtih Câmisinde. "Ulan Allah cezânı kaldırsın! Şu sakallı adam bunu bana söylese hakkı var. Herifin saçı yok ama hiç olmazsa sakalı var. Sende ne saç var ne sakal var be" dedim. Saç bırakmak sünnet-i seniyyedir. Peygamberimiz kulağının yumuşağına kadar saç bırakırdı, bazan da omuzuna kadar saç bırakırdı Resûl-i Ekrem. Bilmiyor herif. Peygamber, iki defa başını tıraş etdirdi, iki sefer. İki defa usturayla kazıtdırdı. O da ashâbına hediye olmak üzere tüylerini verdi. Sakal-ı şerîf, saç-ı şerîf ordan. 
Bilmiyorlar. Elini bağlamasan ne çıkacak. İnşâallah Mekke^ye gidersen görürsün. Mâlikîler hak mezheb, hepsi böyle ellerini yana salıyorlar. Peygamber öyle namaz kılmış. Mâlikîler başından sarığı çıkarır, koyar, başı açık namaz kılarlar. Bizim burada, "Aman hâ! Başı açık namaz olmaz!". Bilmen ne filan. 
Bir de şu var. Cemâatin hepsi kapatdıkdan sonra sen de kapatmalısın, muhâlefet yapmamalısın o ayrı. Çirkin oluyor biri açık biri kapalı filan böyle. Yoksa câiz. Bir adam göbeğinden diz kapağına kadar havluyu çevirdi mi namazı kılabilir evinde, ama câmiye gelemez, câmide yasak. Bunun gibi. Edeb meselesi. Şimdi o alışılmış öyle. 
Bir gün ben Süleymâniye Câmisinde namaz kıldırıyorum, namazdan sonra duâ ediyoruz, bir adam bana ters ters bakdı. Yani öküzü götürürler kesmeye de bıçağı görünce ters bakar ölüz, onun gibi bakyor imâma. Hem arkamda namaz kılıyor eşek herif, hem de benim yüzüme ters ters bakıyor. Ulan bir defa sen bana düşman düşman bakınca namazın olmaz senin. Çünkü okumuyorsun, farz olan kıraatı bana bırakıyorsun, bana iktidâ ediyorsun. Vücûd bir olacak. Olmazsa olmaz. Ben kalkdım, gitdim sarığı, cübbeyi dolaba kitliyorum, bir gürültü var mihrabın yan tarafında. Oranın ekserîsi Pötürgelidir, Malatyalı, Pötürgeli, hamallık filan yaparlar ekseriya çocuklar, ama kâmil adamlar. Gördüm, onlara sordum,  "Ne var orada oğlum, ne bağırıp çağırıyorlar?" filan. "Yok Efendi, bir şey yok, bir şey yok, aldırma sen" dedi. "Birisi orada ayakkabısını mı çaldırdı ne". Meğerse benim aleyhimde bağırıyormuş herif, söylemiyor bana. Bak kâmil adam. Başkası olsa, "Senin aleyhinde konuşdu" der, beni gönderir oraya. Meselâ İstanbullu olsa bizim. O hammal ama efendi, kafası işliyor. Sonra başka birine sordum, bizim İstanbulluya, dedim, "Ne diyor?". Dedi, "Seni tenkid ediyor, namaz olmadı diyor" dedi. "Kimmiş o bakayım? Gel bakayım. Namazı kıldıran benim" dedim. "Neresi olmadı namazın?". "Sen âyetler bitmeden ellerini böyle aşağı bırakıyorsun" dedi bana. İşte aynı senin dediğin gibi. Ben dedim ki "namaz olmamış ama bizim namaz değil, senin namazın olmamış" dedim ona. Neden? "Sen namaz kılmamışsın ki, beni tecessüs etmişsin namazın içinde. İmâm ne yapıyor diye. Senin yönün kıbleye, aklın imamda, Allah'da değil" dedim. 
"Niçin olmamış? El bağlamak nedir? Namazda el bağlamak nedir, eli açmak nedir? Hükmü nedir? Haydi cevâb?". "Bir sakallı adam söyledi de, el açılınc anamaz bozulurmuş diye". "Hayır! Namazda insan gülerse, güldüğü vakitde yanındaki arkadaş duyarsa, hem abdesti bozulur hem namazı bozulur. Yellenirse namazı bozulur adamın. Başını böyle çevirse bozulmaz, böyle çevirse bozulmaz, göğüs dönerse kıbleden bozulur. Kan çıkarsa bozulur, yel çıkarsa bozulur, gâit çıkarsa yani büyük abdest çıkarsa bozulur, idrar çıkarsa bozulur. Dediğim gibi gülerse, arkadaşı duyacak kadar gülerse, hem abdesti hem namazı bozulur. Kendi duyacak kadar gülerse, göbeği oynarsa böyle, namazı bozulur. Ondan gayrısı, el açmışsın, el kapamışsın, yere saatin düşmüş almışsın, cebine koymuşsun, bir elinle başına takkeyi giymişsin, bozulmaz. Cüzdanın düşdü, cüzdanını elinle alır cebine koyarsan. İki elle yaparsan bozulur. Bak ne söylüyorum. Saatin yere düşdü meselâ yâhud paran düşdü yere, tek elinle olacak, tek elinle alıp cebine koyarsın. İki elle olmaz. İki elle oldu mu amel-i kesîr olur, namaz bozulur o vakit. 
Hay sakallı adamın sakalı kopsun! İlmi mi ifâde eder yani sakalı olursa adamın. Sakal mübârek bir şeydir ama ilmi olması lâzım gelmez ki sakallı adamın. Sakalsız adamın da câhil olması lâzım gelmez. 
Hani vaktiyle papaya bir adam göndermiş Fransa kıralı. İhtilâl-i Kebîr'den sonra. Papa bakmış, demiş, "Hiç sakallı saçlı bir adam göndermedi de, seni ne diye gönderdi buraya sakalsız" demiş ona papa. Adam da demiş ki, "Papa hazretlerinin kıl meraklısı olduğunu bilseydi bir keçi gönderirdi buraya" demiş.
Bir mü'minin çenesindeki sakal ona yakışır. Neden? Resûl-i Ekrem'in sünnetine ittibâ etdiği için yakışır. Yoksa sakalda kerâmet olsa, Atinagoros'un sakalı buraya kadardı, ben gitdim gördüm, Fener Patrikhânesinde.

Efendi Hazretleri buyurdular ki, "Ayak müftüsü dolu, öyle sözler söylüyorlar, öyle fetvâlar veriyorlar ki, ne Kur`ân'da var, Hadîs'de var, ne Tevrat'da var, ne İncil'de var". 

Ehl-i kemâle câhil eger kadr kılmasa
Ma'zûr tut melâmetin etmek revâ değil
Câhil tabî'atinde mezâk-i kemâl yok
Her nefse iktidâ-yi tabî'at hatâ değil
Ülfet hemîşe fer'i olur âşinalığın
Câhil fazîlet ehli ile âşinâ değil
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön