Câhil Mürşid İnsanı Dînden Çıkarır

9 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Şeriat
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri İRŞÂD nâmındaki eserlerinde, Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin Şeytan'ın gizli bir hîlesini üç ilimle, ki biri akâid, biri fıkıh biri de tasavvuf ilmidir, nasıl ortaya çıkardığını beyân etdikden sonra buyuruyorlar ki :
Bu üç ilimden behredâr olanlar, Şeytan'ın mekrinden emîn olurlar. Yoksa Şeytan, Âdemoğlu ile çocukların top oynadıkları gibi oynar, îmânlarını ellerinden alır, öylece nâra atılmalarına ve ebediyyen nârda kalmalarına sebeb olur.
Evet, insanoğlunun en amansız düşmanı olan Şeytan, onu yoldan çıkarmak, tarîk-i hakdan uzaklaşdırmak için akla gelen ve gelmeyen her şeyi yapar. Bazen de, yukarıdan beri anlatdığımız gibi, bir sefîhe şeyhlik ve mürşidlik vesvesesi vererek halkı idlâl etdirir. Gerçi Hakk âşıkları ile fıkıh, tevhîd ve tasavvuf ilimlerine âgâh ve âşinâ olanlar ve bu ilimleriyle amel edenler kurtulurlar. O halde, bu üç ilmi hakkıyla bilen ve amel eden bir zât-ı şerîfe tâbi olmak lazımdır.
Bu üç ilimden nasîbi olmayan câhil ve nâdâna tâbi olmak ise, bile bile dalâlete düşmekdir. Her mürşidin bu üç ilme vâkıf olması şartdır, zarûrîdir. Bu ilimlerden behresi olmayanların mürşidlik davasına kalkmaları, hiç şübhe etmemelidir ki, İblis'in hîlesidir. Câhilden velî olmaz. Allahu Teâlâ, bir câhili kendisine dost edinecekse, ona önce ilim ihsân eder, evvelâ âlim ve sonra da velî olur. Hadîs-i Kudsî de bu görüşü teyid ve tesbit etmekdedir.
Hazret-i İmâm-ı Gazâli kuddise sırrahu'l-âlî Efendimiz buyurmuşlardır ki : "Bu üç ilme vâkıf ve âşinâ olmayan kimsenin, marifete dâir sözler söylemesinden ise, zinâ ve livâta etmesi daha hayırlıdır". 

Halbuki yüz dört kitâbın hepsinde, zinâ edenin âsî ve lûtînin de mel'ûn olduğu açıkça beyân  buyurulmuşdur. O hâlde, câhilin ilm-i marifetden söz etmesi, âsî olmakdan da mel'ûn olmakdan da beterdir. Çünki zinâ ve livâta eden, bu çirkin hareketini helâl görmedikçe kâfir olmaz. Fakat câhilin ilm-i marifetden bahsetmesi küfrüyle netîcelenebilir ve sû-i hâtimesine sebeb olabilir. Bu gibilere tâbi' olanlar da, îmansız olarak çene kaparlar ve âhirete öyle giderler.

Yalnız şerî'atı bilen kimsenin bu ilmi, bir bahçeyi çevreleyen çite benzer. O bahçede bağ, bostan, ağaç ve çiçek vardır ammâ yabânî otlar, dikenler de eksik değildir. Bahçe çitle çevrilmiş olduğundan, zarar verebilecek olan hayvanlar içeriye giremezler, çit bunlara engel olur. Kazârâ içeriye girebilseler bile dışarı çıkamazlar, yine çit mânidir. 

Zâhirî ilim sâhibleri de böyledir. Bunlar, kalblerini hırsdan, tamahdan, çirkin şeylerden, kötü sıfatlardan tam ma'nâsıyla kurtaramamışlarsa da, bir çit mesâbesinde olan ilimleri, kötülüklerine az çok engel olur. Ne dışarıdan zarar verebilecek bir şey girebilir, ne de içeridekiler dışarı çıkabilirler. Zâhirî ilimler, onlara bir nevi hisar vazîfesi görürler, onları bir çok vartalardan kurtarır ve korurlar.

İlimsiz amel ise, etrâfı tamâmen açık, çiti ve duvarı bulunmayan bir bahçe gibidir. O bahçeye dikilen şeyler, belki meyve de verirler ammâ, çiti veya duvarı olmadığından, her cins hayvan rahat rahat içeri girerler, otlarını, meyvelerini ve mahsullerini kökünden söker ve yerler. İlim duvarı ile çevrili olmadığından tahsîl etdiği zühd ü takvâ ve bâtınî sırları tez helâk olur. Böyle olanlar da ya riyâya, ya ucuba veya kibire düşerler, mezhebleri fâsık, itikadları yalan olur. Mürşidlik davâsı ile hem kendileri îmânsız çene kaparlar, hem de kendilerine tâbi' olanları helâke sürüklerler. 

Çiti, duvarı yani ilmi varsa, kısmen menfaat temini mümkündür. İlim sâhibi olur, bâtını ve zâhiri cem' ederse, helâk olmakdan emîn olur. İlim duvarı sâyesinde dışarıdan içeriye hiç bir zararlı şey giremez. İçerideki yabânî otları ve hayvanları da temizler. Bunlar, dînlerini ve îmânlarını Şeytan'ın mekrinden korur ve maksûdlarına erişirler.

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön