4 Ocak 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Eşek anırınca Bektâşi hemen "sadakallahu'l-azîm" demiş. Orada bulunan sofular Bektâşi'nin üzerine yürümüşler, "Seni gidi mülhid seni! Kur`ân'ı alaya alıyorsun ha!" diye adamcağızı öldürmeye kalkmışlar. Bektâşi, "Yâhu siz ne câhil adamlarsınız, Cenâb-ı Hakk Kur`ân'da "إِنَّ أَنكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ inne enkere'l- asvâti ke savtil hamîr" buyurmuyor mu?" demiş.İşte câhil sofular böyledir. Bunlar, duydukları yâhud okudukları şeyleri anlayamaz, kavrayamaz hattâ ters anlar ve hemen söyleyene, yazana verip veriştirmeye başlarlar. Neden? Çünkü bunlarda katılık vardır, taassub vardır, peşin hüküm vardır. Bunların da kökünde buğz vardır, adâvet vardır, sû-i zann vardır. Bütün bunlar, düşünmeye, muhâkemeye, anlayışa mâni olan şeylerdir. Bu gibi sersemler, şunu da akıl edemezler ki, her hoşlarına gitmeyen, her akıllarına yatmayan şeye itiraz etmekle, başda kendi cehâletlerini ortaya koymuş olurlar. Sonra bu davranışlarıyla kalb kırarlar, insanları rencîde ederler, pek çok fitneye ve karışıklığa sebeb olurlar. İşte bu yüzden "Câhilin sofusu şeytanın maskarasıdır" denilmişdir.