13 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NA'T-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Cânımın cânânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Derdimin dermânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Îmânı kâmil olanlar Muhammed aleyhisselâmı her şeylerinden ziyâde severler. Bütün derdlerine dermânı da O'nda bulurlar.
Çıkmadı bahr-i muhabbetden senin gibi bir güher
'İlm ü hikmet kânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Muhammed aleyhisselâm Allah'ın Habîbi yani sevgilisidir. Allah katında O'ndan daha kıymetli hiç kimse yokdur. Bütün ilimler ve hikmetler O'nda toplanmışdır.
Cümle 'âlem 'ilmine nisbet senin bir katredir
Ma'rifet 'ummânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
O'nun ilimine kıyasla bütün âlimlerin ilmi denizde bir damla gibidir. Allah'ı en iyi bilen de O'dur.
Nûr-i zâtındır cihân mir'âtı içre cilveger
Yûsuf'un da ânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Muhammed aleyhisselâm mir'ât-ı Hakk'dır yani Cenâb-ı Hakk'ın zâtına, sıfâtına, esmâsına ayna olmuşdur. Bu cihân da O'nun nûrunun aynası hükmündedir.
Kulluğunla iftihâr eyler nebî vü ger velî
Cümlenin sultânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Cümle enbiyâ ve evliyâ O'na tâbi' olmakla övünür, iftihâr ederler. Cümle enbiyânın ve evliyânın sultânı O'dur zîrâ cümlesi nûrunu O'ndan alır.
Nûr-i zâta mazhar-ı tâmm olduğunda şübhe yok
Hakkı'nın burhânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Resûl-i Kibiryâ, Cenâb-ı Hakk'ın nûrunu mükemmelen aksettiren kusursuz bir ayna gibidir. O'nu gören Hakk'ı görmüş gibidir.
İsmail Hakkı Bursevî
Kuddise Sırruh