Cebindeki Para Ebediyyen Senin Olsun İstiyorsan Allah Yoluna Sarfet

30 Nisan 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Nasihat

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Ramazân-ı Şerîfin son gününe denk gelen bir hutbelerinde buyurdular ki :

Şimdi, sabahleyin sabah namazına geleceğiz, bayram namazına. Ve yarın kesenin ağzını açacağız. Cebindeki paranın ebediyyen senin olmasını istiyorsan, Allah yoluna sarfedeceksin. Hepsini değil. "وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ ve mimmâ razaknâhüm yünfikûn". Allah'ın taksîmâtı vardır. 
İmâm-ı Ali'ye sormuşlar, "Zekât kaçda kaç yâ İmâm?" demişler, "Size kırkda birini vermek, bize hepsini vermek, üste kelleyi vermek" demiş Hazret ve sözünde durmuş. Yetîmleri, yoksulları sevindireceksin, dulları, kimsesizleri. Arkadaşın vardı, öldü, çocukları yetîm, kapısını gidip çalacaksın, "Ey baba dostları! Nasılsınız bakalım? Bir isteğiniz var mı, bir arzunuz var mı?". Memlekete mektûb yazacaksın. Orada bulunan hısım akraban var. Köylerin kapsını çekdik geldik buraya. İhtiyarlar var orada. Haminnelerimiz, teyzelerimiz, halalarımız, komşularımız, onlara mektûb yazacaksınız. Hak bunlar. İslâm, bunları emrediyor, Allahu Teâlâ Hazretleri. Yetîmi giydir, giydirmezsen bakarsın bir daha seneye senin çocuğun yetîm olur sonra. O gelici geldi mi;
Servi boyları büküp eyler kemân
Hâk ile yeksân eder vermez amân

Bir de bakıyorsun, senin çocukların yetîm olur sonra. Senin âilen dul olur sonra. "E param vardı benim". Hiç faydası olmaz. Bütün cihân senin olsa gamın gitmez nedendir bu. 
Bak Resûl Ekrem, en güzel önderin senin, bak ne yapmış bayram sabahı. Enes ibn Mâlik Hazretleri diyor ki, "Bir bayram sabahıydı biz musalladan çıkdık, yani câmiden, namazdan çıkdık, Cenâb-ı Peygamberle geliyorduk beraber gidiyorduk, bakdık çocuklar giyinmişler, oynuyorlar" diyor. 
Çünkü bayram günü, malûm-i ihsânınız, bayram günü, zenginler için bayramdır, çocuklar için bayramdır ama bazı çocukları için azâb günüdür, mâtem günüdür, bazı âileler için. İyi dinle, hak vereceksin bana. 
Çocuklar oynaşıyorlar, bir çocuk kenara oturmuş, boynu bükük, öyle bakıp ağlıyor. Efendimiz onu görünce, Resûl-i Ekrem rahmeten-lil-âlemîn, Allah'ın Rahmân ve Rahîm sıfatlarının tecelliyâtı Cenâb-ı Peygamber'dedir, O'ndan zâhir olmuşdur, görünce onu Efendimiz, oraya vardı. "Esselâmü aleyke yâ veledî" dedi. Efendimiz çocuklara selâm verirdi. "Ve aleykümselâm". "Evlâdım niye ağlıyorsun, bugün bayram, oynasana arkadaşlarınla beraber". "Âh Efendim" dedi, "Bayram zengin çocuklarına, bizim için bayram yok, bizim için mâtem var bugün" dedi. "Neden?". "Benim kimsem yok, garîbim ben" dedi. "Babam gazâda şehîd oldu, annem başka bir erkeğe vardı, bana bakmadılar, beni dışarı atdılar. Ben şimdi burada sürünüyorum. Bayram mı yapayım bugün. Karnım aç, sırtım çıplak". 
Sen yetîm mi büyüdün, babalı mı büyüdün, soruyorum sana. Sen benim bu sözümün tesirini anlayamazsın yetîm büyümediysen eğer. Aç ve açık büyümedinse, karnın aç olarak büyümedinse bilmezsin sen bunu, sözümün tesiri olmaz sana. 
"Onlara bayram, bizim için mâtem günü" dedi. "Ben nasıl oynayayım, oynamak günü değil bizim için" dedi. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem mübârek gözlerinden inci tâneleri gibi yaş dökdü. Elinden tutdu, okşadı, "Gel bakayım, senin baban Muhammed, annen Âişe, ablan Fâtıme, kardeşlerin Hasan, Hüseyin, ammin Ali olsun mu?". "Sen Resûlullah'mısın?" dedi. Cenâb-ı Peygamber onu okşayarak aldı ve omuzuna bindirdi ve buyurdular ki, "Yetîme, kendi yetîmine ve gayrın yetîmine tekeffül eden kimse, cennetde benimle beraberdir, şu iki parmağım gibi" buyurdular, sallallahu aleyhi vesellem. Aldı hânesine götürdü çocuğu. Tâ Efendimiz âlem-i cemâle göçünceye kadar o yavru Efendimizin evinde kaldı, Cenâb-ı Peygamber'in vefâtından sonra, Hazret-i Ebâbekir Sıddîk onu tekeffül etdi, aldı o yavruyu.

Haa şimdi, senin önderin, rahmeten-lil-âlemîn, o güzel Muhammed, Allah'ın habîbi, sana bunları göstermiş. Ben sana gâyetle basit olarak bunları anlatdım. Böyle deryâdan bir katre, şemsden bir hüzme, bir cüz olarak anlatdım bunları. Elini vicdânına koy, cüzdanına değil. Banka defterlerin burada kalacak, paralar da bankada kalacak, sonra vârislerin tarafından taksîm olacak ama sevmediklerine kalacak. Muhakkak bu böyle, böyle mutlakâ. Makâmın sevmediğine kalır, dükkanın sevmediğin tarafından satınalınır, evin öyle, düşman olan komşun alır evini senin. Âdetullah böyledir. İstiyorsan eğer, o kazandığın mal ebediyyen senin olsun, Allah yoluna sarfeyle ki, Allah bire on Ramazan'dan evvel veriyordu, Ramazan'da bire yetmiş, bire yedi yüz veriyor. 
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön