Cedel Neden Kötülenmişdir?
29 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Arapça "جدل Cedel" kelimesi sözlükde "tartışmak, münâkaşa etmek, çekişmek" gibi ma'nâlara gelir. Istılâh olarak ise "akıl ve mantık yoluyla haklı olduğunu isbât etmek" ve bunun için yapılan sözlü mücâdele demekdir. Zâten "mücâdele" kelimesi de aynı kökden gelir ve müfâ'ale bâbından olduğu için fiilin karşılıklı olduğunu ifâde eder.
Hatırlarsanız geçen gün "Mantığın Mûcidi Şeytândır" başlıklı yazımızda Şeytân'ın küstâhlığından bahsetmiş ve "Şeytan bu küstâhlığından dolayı Şeytân olmuşdur" demişdik. Şeytân'ın o küstâhlıkla Cenâb-ı Hakk'a kafa tutarken yaptığı şey de cedelden başka bir şey değildir. Şeytan Cenâb-ı Hakk'a karşı cedel yaparak cedelcilerin de pîri olmuşdur. Şeytânı zirvesine çıktığı cedelin daha farklı çeşitleri ve dereceleri de vardır. Şöyle ki :
- Haksız olduğu halde, haklı olan birisine karşı yapılan cedel : Bu en kötüsüdür. Kibrini kırıp hatâsını veya suçunu i'tirâf etmek yerine Şeytân'ın yaptığı gibi üste çıkmak için laf ebeliği yapanlar kim olurlarsa olsunlar şeytanlaşmış kişilerdir zîrâ şeytânı da cedele götüren kibri ve enâniyyetidir.
- İki tarafın da hatâsının veya suçunun olduğu hâdiselerde taraflardan birinin kendi hatâsını hiç kabûl etmeyip bütün suçu diğer taraf yüklemek için yaptığı cedel : Bu önceki kadar kötü değilse de yine de çok kötüdür çünkü bile bile bir başkasına zulmetmek ve hakkını gasb etmek için mücâdele etmek demekdir. Bu kişilerde de şeytânî sıfatlardan enâniyyet, kibir, hırs, tama', hased gibi sıfatlar vardır.
- İki tarafın da hatâsının veya suçunun olduğu hâdiselerde taraflardan birinin kendi hatâsını kabûl etmekle berâber kendi suçunu hafifletmek için diğer tarafa yüklenerek yaptığı cedel : Bu da önceki kadar kötü olmamakla beraber yine de haksızlık doğuracağı için mezmûmdur.
- Bir mes'elede haksız olan ya da birisine haksızlık yapan, zulmeden bir kimseye karşı haklı olduğunu isbât etmek için yapılan cedel : Bir haksızlık veya mağdûriyetden kurtulmak maksadıyla veya bir hakîkatin ortaya çıkması için yapıldığı için bu gibi cedeller zâhir ulemâ tarafından câiz görülmüşdür. Fakat ehlullah hazerâtı, bazı sebeblerden dolayı, bu gibi cedelleri bile mezmûm kabûl ederler ve câiz görmezler.
Cedelin arkasında yatan sebebler iyi anlaşılırsa cedelin neden mezmûm olduğu daha iyi anlaşılır. Şimdi o sebeblere bir göz atalım :
Şeytân'ı da insanı da cedele götüren, kibir, ucub, hased, hırs, gadab, buğz, kîn gibi şeytânî sıfatlardır. Zîrâ kimde bu kötü sıfatlar varsa o kişi hak ve hakîkati göremez, görse de işine gelmediği için, nefsine ağır geldiği için kabûl edemez. Cedelin hiç bir sûretde makbûl görülmemesinin sebebi, cedelin hele bir de cedelde gâlib gelmenin bu kötü sıfatları daha da şiddetlendirip azdırmasındandır. Şöyle ki :
- Haksız olduğu halde haklıya karşı cedele giren bir kimse gâlib gelirse, kibri ve hasedi daha da artar, mağlûb olursa da kîni ve buğzu artar.
- İkisi de haksız olan taraflar cedelleştiğinde gâlib gelenin kibri, mağlûb olanın hem hasedi, hem de kîni ve buğzu artar.
- Haklı olan kişi haksız olana karşı cedele girdiğinde, gâlib gelirse kibri ve ucubu artar, mağlûb olursa buğzu ve kîni artar.
Hâsılı cedelin netîcesi her hâl ü kârda ziyandır bu yüzden de Allah dostları tarafından hiç hoş görülmemişdir.
Büyük velîlerden biri, "Cedel bizim indimizde küfre denkdir" buyurarak "tevhîd-i ef'âl" mertebesine işâret etmişdir. Her fiili yaratanın Allah olduğunu bilen yani "lâ fâile illallah" diyen bir kimse nasıl olur da birisiyle cedele girebilir?
Listeye geri dön