Cehâletin Bu Kadarı da Olmaz

7 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretleri, bazı ibretlik hâtıralarını, müşâhedelerini ve bazılarına kendisinin de hayret ettiği ibretlik hâdiseleri yeri geldikçe bizlere ders olmak üzere anlatırlardı. Bir sohbetlerinde, o günün insanlarında gördüğü şaşılacak bazı hâlleri ve bir müslümana yakışmayan çirkin hareketleri, nevi şahsına münhasır uslûbu ile, şöyle anlatmışlardı :
(Sultan 2. Bayezid’in türbesini kasdederek) Hayırlı evladları sultânın türbesine işiyorlar! Çünkü bu duvarın arkasında ne olduğunu bilmiyorlar. Ne türbeden haberleri var, ne câmiden, ne kiliseden, ne papazdan, ne hocadan, ne şeyhden ne zâkirden haberleri var. Durduk kıyâma uyduk kalabalığa kabîlinden hiçbir şeyden haberi olmayan bir kalabalıkdır gidiyor.
(Bayezid Câmi-i Şerîfinin kasdederek) Geçen gün birisi, dış tarafdan câminin duvarına dönmüş işiyordu. Yanına gittim, işini bitirinceye kadar bekledim. Peygamberimiz böyle birine müdâhale etmek isteyenleri bekletmiş çünkü. İşini bitirdikden sonra, omuzuna dokundum, “Burası neresi biliyor musun?” dedim. “Bilmiyorum” dedi. Ben, “Burasının ne olduğunu gerçekden bilmiyor musun evlâdım? Burası câmi” deyince “Yaa câmi mi?” dedi. “Evet câmi, buna Bayezid Câmisi derler. Burası da Bayezid Meydanı. Eskiden Hürriyet Meydanı derlerdi. Sonra câmi meydanı yuttu, tekrar Bayezid Meydanı oldu. Buraya işenmez. Hiç câminin duvarına işenir mi yavrum!” dedim. “Ben burasınn câmi olduğunu bilmiyordum” deyince “Câmini öğrensene! Yarın sen geberdiğin vakit seni buraya getirecekler” dedim. “Peki ama burada helâ yok” diye mazeret beyân edince, “Olmaz olur mu, var. Helâyı ben sana tarif edeyim. Biraz aşağı yürü, kokusundan hemen belli olur. Su olmadığı için bütün sokak maşallah misk kokuyor. Hiç nezleli insan yok, idrar kokusundan dolayı herkesin genzi açılmış. İdrar kokusu genzi açıyor". (Okaliptüs gibi mi diye sorulunca) "Haltetsin onun yanında okaliptüs".
Efendi Hazretleri yazları gittiği Celâliye köyünde yaşanan bir hâdiseyi de şöyle anlatmışlardı :
Kur`ân okusunlar diye çocukların köyün imâmına gönderdik. Muhtar, imâmı çocuklara Kur`ân okuturken yakalamış ve “N’oluyo bre?” diye sormuş. İmâm, “Kur`ân okutuyorum” deyince muhtar, “Müslümanlıkda hiç Kur`ân okutmak var mı hoca!” diye hocaya çıkışmış. Hoca şaşırmış, muhtara cevap verememiş.
Efendi Hazretleri, muhtara cevap veremeyen bu hocanın, bir cenâze tezkiyesine şâhid olmuş. Bu ibretlik tezkiyeyi de şöyle anlatmışlardı :
Celâliye'de bir şoför vardı. O şoförün arabasına birisi binmiş, "Çek Küçükköy'e" demiş. Yolda giderken, şoförün kafasına tabancayı dayamış, dan dan, vurmuş öldürmüş. Adamın parasını almış, cesedi orada bırakmış, çıkmış gitmiş. Hâdise orada olduğu için ölüyü köye getirmişler. Köy, az evvel bahsettiğim muhtarın köyü. Cenâzeyi yıkamışlar, imam da cenâze namazını kıldırdı. Namazdan sonra imam, tezkiyeye başladı. Ne dese beğenirsiniz! "Arkasından vurularak bir ibneliğe kurban giden bu adamı nasıl bilirsiniz". Bunu imam söylüyor! İmam da böyle işte.
Efendi Hazretleri bütün bunları anlattıkdan sonra, "Size memleketin hâlini söylüyorum" buyurdular.

www.muzafferozak.com


Listeye geri dön