Kıyâmet gününde cehennem, halkın üzerine gayz ile hücûm eder ve şöyle der : "Yâ Rabbi! Senin nimetini yiyip de seni imkâr edenleri, senin nimetini yiyip de sana isyân edenleri, sana ve senin peygamberlerine hakâret edenleri, mü'minlere saldıranları bana bırak" O zaman cehenemi hiç bir melek zabt edemez. O vakit Cebrâil aleyhisselâm elinde bir tas ile gelir ve içindekini cehenneme serper. Cehennem o zaman sâkinleşir. Hazret-i Peygamber Cebrâil'e "O döktüğün şey nedir ki cehennemin ateşini söndürdü?" diye sorar. Cebrâil şu cevâbı verir : "Yâ Resûlallah! Döktüğüm, Allah korkusuyla ve Allah aşkıyla dökülen gözyaşları ile îlâ-yı kelîmetullah uğrunda dökülen kanlar ve terlerdir"
Cehennem, celâl-i ilâhînin tecellîgâhıdır. Allah'ın sevmediği işleri yapanlar, O'nun gadabına uğrayarak âhiret hapsihânesi olan cehenneme hapsolunur ve azâba giriftâr olurlar. Hakk'ın celâlinden korkan ve cennetine nâil olmak isteyenlere düşen işler şunlardır : 1. Allah korkusuyla ağlamak : Günâhlarını düşünerek Allah korkusu ile ağlamak, rahmet-i ilâhiyyeyi celbeder zîrâ bu şekilde ağlamak aczini bilmenin ve pişmanlığın eseridir. Tövbenin esâsı da pişmânlıkdır. Tövbe eden, afv-ı ilâhiye nâil olur ve necâta erer. 2. Allah muhabbeti ile ağlamak : Muhabbetle ağlamak, korku ile ağlamakdan üstündür ve Allah'ın kulunu sevdiğine delîldir. Allah'ın sevdiklerine yani velîlere aslâ korku yokdur. Delîli أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ âyet-i kerîmesidir. 3. Allah için ter dökmek : Allah yolunda çalışmak, ilim öğretmek, muhtâc olanlara yardım ve hizmet etmek, düşmana karşı gazâ etmek Allah'ın en sevdiği işlerdir. Bu yolda çekilen zahmet ve dökülen ter Allah indinde pek makbûldür. "Seyyidül kavmi hâdimühüm / Bir topluluğun efendisi ona hizmet edendir" hadîs-i şerîfince bunlar ümmetin efendileri yani en şereflileridir. Burada çok zahmet çekseler de âhiretdeki makâmları çok yücedir. 4. Allah için cânını fedâ etmek : Şehâdet yani i'lâ-yı kelimetullah uğrunda cânını fedâ etmek bizim gibi kullar için en yüce mertebedir. İki türlüdür. Sûrîsi, harbde düşmâna karşı mücâdele ederek canını vermekdir, ma'nevîsi nefsiyle cihâd ederek ölmeden evvel ölmekdir. Bunlar, sorgusuz-suâlsiz cennete dâhil olurlar. Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Allah yolunda döktüğün terler ve çekdiğin zahmet aslâ boşa gitmez! Yarın kıyâmet gününde hepsi önüne gelir, hepsinin mükâfâtını bulursun.