9 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
"Dünyâ hayâtı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir" meâlindeki "وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌ" âyet-i celilesinde geçen "lehv"in yani eğlencenin ne olduğunu îzâh etmişdik. Şimdi de aynı âyetde geçen "laib"den yani oyundan murâd nedir onu anlatmaya çalışacağız. Bu "laib" tabîri defalarca geçiyor Kur`ân'da, Allah dünyâ hayâtını hep oyuna benzetiyor. Meselenin ehemmiyyetini gösteriyor bu tekrarlar, bizi tefekküre sevkediyor. Meselâ bir yerde, "وَمَا هَٰذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ" buyuruyor, başka bir yerde, "إِنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ" buyuruyor Allah. Başka bir yerde daha tafsîlatlı olarak beyân ediyor dünyâ hayâtını, "اِعْلَمُٓوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَز۪ينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِۜ" buyuruyor. "Dünyâ hayâtı, oyun, eğlence, süslenme, övünme, mal ve evlad çokluğunda yarışmakdan ibâretdir" diyor. Bütün bu âyetlerde dünyâ hayâtı hep oyuna benzetiliyor. Neden acabâ?
Oyun, oynayana keyifli dakîkalar yaşatır ama faydasız bir şeydir. Meselâ bir bilgisayar oyunu düşünelim. Saatlerce oynadık hattâ sabaha kadar oynadık diyelim, ne kazandıracak bu oyun bize? Hiç bir şey kazandırmadığı gibi, pek çok şey de kaybettireceği muhakkakdır. Yâhud kağıt oyunlarını düşünelim, sabahdan akşama kadar kağıt oynasak, ne geçer elimize? Hiç bir şey. Yâhud tavla gibi, okey gibi oyunlar ne kazandırır insana? Bütün bunlar keyif verir diyebilirsiniz. Doğru ama büyük bir bedeli var bu keyfin. Aklı olan azîz ömrünü oyunla geçirir mi? Geçen zamanın tek bir sâniyesini bile geri getirmek kâbil değilken, saatlerce oyun oynamak akıl kârı mıdır?
İşte, dünyâ hayâtının oyuna teşbîh edilmesinin hikmeti budur. Zîrâ hayat hem çok kısadır hem çok kıymetlidir. Cenâb-ı Hakk'ın bizi yaratması ve bu dünyâya getirmesi, büyük bir gâye içindir. Bu kıymetli ömrü, buraya niçin geldiğimizi bilmeden gafletle geçirmek büyük bir hatâdır. Hem de telâfîsi mümkün olmayan bir hatâ. Nitekim buna şöyle işâret ediyor Cenâb-ı Hakk, "وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ" buyuruyor. "Biz bu kâinâtı ve içindekileri oyun olsun diye halk etmedik" diyor. Bakın yine oyundan bahsediyor. Ne kadar manidâr değil mi?