16 Ağustos 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki, Allahu Teâlâ cennet ehline cennete girdiklerinde şöyle buyuracak :
Şübhesiz ben çok cömert, zengin, muktedir, emîn ve sâdık olan Allah'ım. Burası sizi iskân etdiğim evimdir ve size helâl kıldığım cennetimdir. Ve muhakkak ki size gösterdiğim de kendimdir. İşte benim hayat ve bereket dolu elim ki sonuna kadar açıkdır ve size uzanmış durumdadır, sizden onu katiyyen geri çekmem. Ben size nazar ediyorum, bakışımı aslâ sizden çevirmem. Dilediğiniz ve arzu etdiğinizi her şeyi benden isteyiniz. Zîrâ ben sizi kendime yaklaştırdım ve size enîs ve celîs oldum. Bundan sonra sizin için hiç bir mahrûmiyet ve yoksulluk yokdur. Artık sizin için ebediyyen korku yokdur, sefâlet yokdur, zayıflık yokdur, gadaba uğramak yokdur, sıkıntı yokdur ve bu hâlinizde bir değişiklik de olmayacakdır. Ebediyyet nimeti sizi öyle kaplamışdır ki sizler tam bir emniyyetdesiniz artık, burada sürekli kalıcı ve durucusunuz, nimet ve ikrâma mazharsınız. Sizler bana itâat etmiş ve yasaklarımdan sakınmış olan yüce ve şerefli kişilersiniz. İhtiyaçlarınızı bana bildiriniz ki onları cömertçe ve bol bol yerine getireyim.
Bunun üzerine cennet ehli şöyle diyecek, "İstek ve arzumuz bu değil. Senden tek dileğimiz, ebediyyen senin mübârek cemâline bakmak ve bizlerden râzı olmandır". Yüceler yücesi, mülkün mâliki, cömert ve kerem sâhibi olan Allahu Tebâreke ve Teâlâ bu defa şöyle buyuracak :
İşte cemâlim! Size ebediyyen ibrâz ediyorum onu. Müjdeler olsun size çünkü ben sizden hoşnûdum. Artık keyfinize bakınız, eşlerinize gidiniz, onlarla kucaklaşınız ve beraber olunuz. Câriyelerinize gidiniz ve onlarla şakalaşınız. Odalarınıza giriniz, bahçelerinizde gezininiz, bineklerinize bininiz, döşeklerinize uzanınız, cennetdeki halayık ve câriyelerinizle yakınlık içinde olunuz. Rabbinizin hediyelerini kabûl ediniz, elbiselerinizi giyiniz, meclislerinize geliniz, sohbet ediniz. Sonra, cennetde uyku ve meşakkat söz konusu değilse de, koyu bir gölgelik ve sükûnet verici bir âsûdelikde, Celîl'e komşu olmanın huzûru içinde öğle istirâhatine çekiliniz. Daha sonra Kevser ve Kâfûr ırmağına, temiz suya, Tesnîm suyuna, Selsebîl suyuna, Zencebîl suyuna gidiniz, orada yıkanınız ve onlardan zevk alınız. Sizin için ne hoş bir hayat ve ne iyi bir dönüş yeri. Sonra gidiniz, yeşil yastıklara ve hârikulâde işlemeli yaygılara yaslanınız, uzayıp giden gölgeler altındaki yüksek döşeklere uzanınız ki onların kenarlarında çağlayarak akan sular, bitip tükenmeyen ve serbestçe alınıp yenen bol bol meyvalar vardır.
Sonra Resûlullah şu âyetleri okudu, "اِنَّ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ ف۪ي شُغُلٍ فَاكِهُونَۚ * هُمْ وَاَزْوَاجُهُمْ ف۪ي ظِلَالٍ عَلَى الْاَرَٓائِكِ مُتَّكِؤُ۫نَ * لَهُمْ ف۪يهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُمْ مَا يَدَّعُونَۚ * سَلَامٌ قَوْلًا مِنْ رَبٍّ رَح۪يمٍ". En sonunda da şu âyeti okudu : "اَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُسْتَقَرًّا وَاَحْسَنُ مَق۪يلًا".
Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz buyuruyorlar ki, Azîz ve Celîl olan Allah cennet ehline hitâben şöyle buyuracak :
Ben, sizin görmediğiniz hâlde ibâdet ettiğiniz Rabbinizim. Benden yardım istemiş, beni sevmiş ve benden korkmuşdunuz. İzzetim, celâlim, ulviyetim, büyüklüğüm, güzelliğim ve yüceliğim üzerine yemîn olsun ki, ben sizden râzıyım, sizi seviyorum, sizin sevdiğiniz şeyi de seviyorum. Sizin için benim nezdimde canınızın istediği ve gözünüzün hoşlanacağı şeyler vardır. Arzu etdiğiniz ve dilediğiniz her şeyi benim nezdimde bulabilirsiniz. Sizin dilediğiniz her şeyi ben dilerim. Benden isteyiniz, utanıp sıkılmayınız.
Yine diğer bir kudsî hadîsde beyân edildiği üzere Cenâb-ı Hakk cennet ehline bir hitâbında da şöyle buyuracakdır :
Bana geliniz, etrâfımda oturunuz, nihâyet bana bakınız ve beni yakından görünüz. Böylece ben de size armağanlarımı vereyim, ikramlarımla sizi mükâfatlandırayım, sizi nûrumla kuşatayım, cemâlimle örteyim ve size mülkümden bağışta bulunayım.
Yine Allah Azze ve Celle cennet ehline hitâb ederek şöyle buyuracakdır :
Sizler mü’minlersiniz. Ben de Mü'min ve Müheymin olan Allah'ım. Sizin için isimlerimden bir isim ayırdım. Artık sizin için korku ve hüzün yokdur. Siz benim dostlarım, komşularım, sevdiklerim, asfiyâm, seçkinlerim, muhabbet ehlimsiniz ve evimde oturuyorsunuz.
Diğer bir kudsî hadîs de Cenâb-ı Hakk'ın cennet ehline şöyle hitâb edeceği bildirilmişdir :
Size tecellî etdiğim ve cemâlimden perdeleri açdığım vakit bana hamd ediniz, aramızda perde olmaksızın selâmet ve emniyet içinde benim evime giriniz.
Cenâb-ı Hakk'ın ehl-i cennete başka bir hitâbı da şöyle rivâyet edilmişdir :
Size selâm olsun ey müslüman kullarım! Sizler müslimsiniz ve ben Selâm'ım, evim de selâmet yurdudur. Sözümü işittiğiniz gibi size cemâlimi de göstereceğim.
Bütün bu kudsî hadîsleri Şeyhü'l-Ekber Hazretlerinin Mişkâtü'l-Envâr nâmındaki eserinden aldım. Merâk edenler, Arapça asıllarını orada bulabilirler.