2 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Akla şöyle bir soru gelebilir, "Allah Kur`ân'da رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هٰذَا بَاطِلً rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ buyuruyor. Mâdem ki Şeytan'ı da Allah halk eylemişdir, öyleyse o da hakdır, bâtıl değildir".
Cevâbı şudur ki, âyet-i kerîmede mahlûkatdan hiç bir şeyin bâtıl olmaması, onların zâtı itibarıyladır, sıfatları itibarıyla değildir. Şeytan da zâtı itibarıyla bâtıl değildir, sıfatı itibarıyla bâtıldır. Zîrâ Cenâb-ı Hakk'ın Mudill esmâsının mazharıdır.
Yine akla şöyle bir soru gelebilir. "Mudill nasıl Allah'ın ismi olur, dalâlete götürmek nasıl Allah'a isnâd edilebilir?"
Cevâbı budur ki, eğer dalâlete götüren Allah olmasa, Allah'a karşı gelen bir güç olmuş olurdu. Halbuki yegâne kuvvet ve kudret sâhibi Allah'dır. Allah'ın murâd etmediği bir şeyi Şeytan murâd edip gerçekleştirebiliyor olsaydı, Şeytan Allah'ı acze düşürmüş olurdu. Halbuki Allah azîzdir, her işinde gâlibdir, hiç bir kuvvet O'na karşı gelemez.
Unutmamalıdır ki bâtıl olan dalâletdir. Dalâlet başkadır, dalâlete sevketmek başkadır. Allah noksanlıkdan münezzehdir ama noksânı halk eder. Noksanı halk etmesi O'na bir eksiklik yâhud kusur teşkîl etmez. Onun için, "elhamdülillahi alâ külli hâlin sive'l-küfri ve'd-dalâl" denilir. Yani "küfür ve dalâlet hâriç her hâlimize hamd olsun" derler. Hakk Teâlâ Mudill'dir, fakat dalâl ile muttasıf değildir, dalâli dâllde halk eder. Şeytan'da mudilldir fakat dalâl ile muttasıfdır.