Cennât-ı Âliyât ve Derecâtı

17 Ağustos 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Cennet-i Efal

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Cennet Hakk ile mülâkatdır, mazhar-ı zât olmakdır. Hazret-i Muhammed'in sofrasında bulunmadıkdan sonra, O'nun iltifâtına ermedikden sonra cenneti ben ne yapayım. Mutlakâ sofra-i Muhammed'de bulunmalı, iltifât-ı Resûlullah'a mazhar olmalı. 
Cuma günleri nasıl câmiye geliyorsan, davet-i ilâhîye icâbet edip burada bulundunsa, cennete inşâallah vâsıl olursak, Allah nasîb etsin, ki cennet müttakîlerin, mü'minlerin, Muhammedîlerindir, nasıl Cuma günü  Allah'ın davetiyle câmiye toplanıyoruz, Cuma günü de Allah'ın mü'minleri daveti vardır cennetde. Ona rıdvân derler. Herkese ayrı ayrı davetiye gelecek ve davetiye ile Huzûr-i İzzet'e davet edileceğiz. Cuma günleri. Cuma günü câmiye gelen bu nimete erecek. O ahmak hâlâ beş kuruş kazanacağım diye hattâ yemeğe kâdir olmayacağı para için, Allah'ını kıranlar, onlar üzülsünler ve ağlasınlar. Beş kuruş kazanacağım diye Cuma'yı terkediyor, câmiyi, namazı terkediyor, bu nimet-i uzmâyı terkediyor. Bedenin dinleniyor, rûhun saâdete eriyor, kulağın Allah'ın tebşîrâtıyla zevkleniyor, gözün cemâl görüyor, Huzûr-i İzzet'desin, Allah seni huzûruna almış, sana iltifât ediyor ve hitâb ediyor. Bu nimeti beş kuruş için terkeder. Ve topladığı parayı da yiyemeden gider âhirete, mîrâsçıları parayı yerler, kendisi azâbını görür. Bunlar ahmak değil mi? Soruyorum.
Cennât-ı âliyât mü'minleredir. Cennet-i efâl var, cennet-i sıfat var, cennet-i zât vardır. Herkesin istidâdına göre Hakk'a kurbiyyetine göre bu makâmlar kendilerine verilir. Öyle makâmlar görürsün ki cennât-ı âliyâtda, buradan bakdığımız vakitde semâdaki yıldızları nasıl görüyorsak, bazı âşıkânın makâmı öyle yücedir. Bunlar aşk ehlidir, Allah'ı sevenlerdir ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi sevenlerdir ve Resûlullah'ın muhabbetine müstehak olanlardır. Beş kuruşluk dünyâ metâı için bu nimeti kaçıracak mısın yani? Halbuki bırakıyorsun burada, gözünle de görüyorsun. Hani bizden evvel gelenler? Hani dünyâya sâhib ve mâlik olanlar? Hani Nemrudlar, hani Firavunlar? Hani Hitler, Hani Musolini? Hani, şu, hani bu? Senin işittiklerini de söyleyeyim, ben sana sayayım. Bir zaman gelecek biz de gideceğiz. İsimlerimiz dünyâ yüzünde belki de unutulacak. Öyle değil mi? Süratle gitmekdeyiz Huzûr-i İzzet'e doğru. 
Bu şarâb-ı ilâhîyi burada içmeyecek misin yani? Sekirlenemeyecek misin? Allah'ın aşkıyla bîhûş olmayacak mısın? Haramdan kaçınmayacak mısın? Helâla koşmayacak mısın? İnsanlığını bilmeyecek misin? Sana insan sıfatı verilmiş, sıfat-ı insâniyye. "وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ ve lekad kerremnâ benî adem", benî âdem mükerrem kılınmış sıfat bakımından. Bizden daha güzel bir mahlûk var mı kâinâtda. Semâvât senin için, ard senin için, güneş senin için, yağmur senin için, rüzgar senin için, ilkbahar-yaz senin için, gece-gündüz senin için, cennet senin için. Senin için hazırlanmış bunların hepsi başdan aşağı.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön