Cennet-i Sûrî ve Cennet-i Manevî

24 Ağustos 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

İsmail Hakkı Bursevi

Büyük mürşidlerimizden İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri Hacı Bayram-ı Velî Hazretlerinin "Çalabım bir şar yaratmış" diye başlayan meşhûr nutkunu şerh ederlerken buyuruyorlar ki :

Ve Şeyh nâzımın "Ol şârı yapılır gördüm" dediğinin sırrı budur ki şehr-i dil, cennet-i ma'neviyyedir. Ve cennet-i sûriyye aslında mücerred dîvâr ve sâhadan ibâret olup ile'l-ân ve ilâ kıyâmi's-sâ'a a'mâl-i mükellifîn ve ahvâl-i mü'minînin suveriyle imâret-pezîr olduğu gibi cennet-i ma'neviyye dahi kıyâmet-i sugrâ ve kıyâmet-i kübrâ gayetine dek ma'mûr olmakdadır. Zîrâ kıyâmetde olan helâk-i küllî ve fenâ-i tâmm def'-i mazarrat makûlesidir. Bu ise celb-i menfaati münâfî değildir. Yani inde'l-'ârifîn kıyâmet ıtlâk olunan fenâ-i 'azîm ki satvet-i tecellî-i celâldir, anınla cümle-i te'ayyünât ve inniyât fenâ bulur. Perde-i te'ayyünât ise cemâl-i Hakk'a hicâbdır. Zîrâ ef'âl sıfâtın ve sıfât dahi zâtın nikabıdır. Ve bu nikâbın irtifâ'ı ise satvet-i mezkûre yediyle olur. Pes kable'l-kıyâme derdest olan kesb ve ba'de'l-kıyâme husûle gelen fazl, bu ikisi hilye-i cennet-i sûriyye ve ma'neviyyedir. Ve cennet-i sûriyye müştemil olduğu adn bilâ-vâsıta yed-i kudret ile tesviye olunduğu gibi anın nümûdârı olan cennet-i ma’neviyye dahi böyledir. Zîrâ ikisi dahi makam-ı dîdârdır. Ve ma’nâ sûretden efdaldir. Anınçün beyt-i dil ki arsullahdır, Kâ’be’den ve sâir mevâtın-ı şerîfe ve buk'a-ı münîfeden ercahdır.

Bu lisâna âşinâ olmayanlar için kısaca îzâh edelim :

Manevî cennet, kalb şehridir. Şeklî cennet ise  binâlar ve arazilerden ibaret olup, bu âna kadar ve kıyâmete kadar insanların amellerinin ve hâllerinin sûretleriyle mamûr olur. Manevî cennet de, gerek küçük kıyâmete kadar, gerek büyük kıyâmete kadar mamûr olmakdadır. Zîrâ kıyametin kopmasıyla her şeyin topyekün helâk olup yok olması, mazarratı def kabîlindendir. Bu ise menfaati celb etmeğe mani değildir. Yine âriflere göre kıyâmetdeki büyük yok oluş celâl tecellîsinin büyüklüğünden olup o tecellî ile kâinâtda ne varsa hepsi yok olacakdır. Varlık perdesi ise Hakk'ın cemâline perdedir. Zîrâ efâl, sıfata, sıfat da zâta perde olur. Bu perdelerin ortadan kalkması ancak kıyâmetin kopmasıyla olur. Kıyâmetden önceki kesb ile kıyâmetden sonra husûle gelen fazl, şeklî ve manevî cennetlerin alâmetidir. Şeklî cennetde bulunan adn, vâsıtasız olarak bizzat Allah'ın yed-i kudretiyle hazırlandığı gibi, ona karşılık gelen manevî cennet de böyledir. Zîrâ ikisi de cemâlullahı seyretme makâmıdır ve manâ şekilden efdaldir. Onun için kalb evi ki arşullahdır, Kabe'den de ve sâir mübârek yerlerden ve mevkilerden de üstündür.

Listeye geri dön