Cennetde Ekmek Bulamayan Hoca

11 Nisan 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Rüya

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Bir hocaefendi varmış. Bizim sarıklıların ekserîsi, biraz tamahkâr olurlar, böyle elleri sıkı. 

Şunu da söylemeden geçmeyeceğim. Allah'ın en büyük düşmanı, tamahkâr olan kimsedir. Sahîler, ehl-i cennetdir. Sahîler, ehl-i cennetdir. Hattâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Bir adam fâsık dahi olsa, onun fıskını söylemeyiniz, zîrâ onun sehâsı onun fıskını örter" diyor Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem. Çok mühim. Fakat bu sehâyı da yerine sarf etmek lâzım. Mübezzir olmayacak, müsrif olmayacak. Meselâ "Efendim çok cömert bir adam, akşamları götürüp bizi kafayı çektiriyor", o olmadı, o. Seni ateşe davet ediyor o. O iyi değil. Allah yoluna sarfedecek, Allah yoluna sarf edecek, Allah yoluna sarf edecek. Geçiyoruz. Mübezzirler şeytânın ihvânıdır.

Eyüp'de olmuş hâdise. Hocaefendi, kahvede oturuyor. Bir meczûb-i ilâhî içeri girmiş. "Hocaefendi bana yoğurt al" demiş. Eyüp'ün yoğurdu kaymağı meşhûrdu vaktiyle. Şimdi her taraf da bozuldu ya. Orası vaktiyle öyleydi, bizim küçüklüğümüzde. "Yoğurt al" demiş hocaya. Hoca, "hadi ordan, yok param" filan dediyse de meczûb ona tebelleş olmuş, yani musallat olmuş. Hoca illallah demiş, o tamahkâr hoacefendi. İyi dinle! Cebinden çıkarmış, o devirde, bir metelik, "Şununla yoğurt al" demiş. O vakit metelikle yoğurt alınıyor. "Allah müstehakını versin" demiş, çıkarmış bir metelik vermiş. Yani def-i belâ kabîlinden. "Biraz da ekmek al" demiş. "Ekmeği de başkası alsın" demiş hoca. Zâten âsâbı bozuk. Yani halkdan utanmış, Allah korkusundan, Allah'dan utandığından değil de halkdan utanmış, öyle vermiş parayı ve çıkmış, gitmiş. O gece bir rüyâ görmüş hoacefendi. 

İyi dinle! Kulağını beden yana ver! Gaflet pamuğunu kulağından çıkar!

Gâyetle hasnâ müstesnâ bir yerde, ağaçlarla örtülü, nehirler akıyor, köşkler, haymeler, ipekden yapılmış. Köşklerin her bir tânesi bir inciden düzülmüş. Yâkûtlar, zümrüdler filan böyle acâib bir şey filan. Fakat hoca açlıkdan ölüyor. Yiyecek hiç bir şey yok. Aç. Aşağı yukarı dolaşıyor filan. Derken oradan bir zât zuhûr etmiş. "Yâhu burası neresidir?" demiş. "Burası cennet" demiş, o görünen zât.

İyi dinle! Sana büyük bir ibret var bu kıssada. Çünkü yapdığım dersi bununla kaldıracaksın kafaya. Hani "hikâye anlatıyor" deme. Komprimesi bu. Ötekileri yani ahkâmı unutursun da bunu unutmazsın.

"Burası neresi?", "Cennet" demiş. "Nasıl cennet yâhu? Cennetde pişmiş tavuk etleri, her nefsin her arzusu ayağına geleceğini Allah Kur`ân'da söylüyor. Ben hocayım" demiş. "veleküm mâ teştehî enfüsüküm", "nefsiniz ne istiyorsa önünüzde bulacaksınız diyor Allah" demiş. "Yooo, hocaefendi öyle değil iş, iş öyle değil. Gönderirsen olur" demiş. "Bak burda bir yoğurt var, bunu yer misin" demiş. "Aman" demiş, "Yoğurt olsun", yoğurdu almış, "Biraz da ekmek", "Yoğurdu göndermişsin yoğurdu buldun. Ekmeği de gönderseydin ekmeği de bulacakdın". Yaaa! "Yoğurdu göndermişsin, yoğurdu buldun. Ekmeği de gönderseydin, bulacakdın. Şimdi yoğurdu ye yalnız başına" demişler. Uyandı. Karısına dedi ki, "Bizim yapdığımız iş değil, yanlış bir yola gitdik biz, böyle yapmayalım". Ve konağının kapısını açmış, arkasına kadar, ardına kadar, fukarâya, zuafâya elinden geldiği kadar, ikrâm ve ihsân ve inâyetde bulunmuş ki yarın önüne çıksın.

Ne yaparsan yakın bir zamanda önüne çıkacakdır. Hiç bir şey zâyi olmaz. İster kötülük, ister iyilik

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön