Cennetdeki Köşkünü Yahudiye Kaptıran Hacı

8 Ağustos 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Muharrem

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu kıssayı her Muharrem ayında anlatırlardı. 1981 senesi Aşr-ı Muharreminde Sünbül Sinan Hazretlerinin âsitânesindeki Mevlid-i Şerîf'den sonra yapdıkları kısa sohbetde de şöyle anlatmışlardı :

Bir Aşr-ı Muharrem'de ganî olan bir müslümanın kapısını bir garîb çalmış, dakk-ı bâb eylemiş. O gelen fukarâ kendisinin çok darda olduğunu, günlerden de yevm-i âşurâ bulunduğunu, o gün rahmet-i ilâhînin fevc fevc taşdığını, feyz-i rahmânî ile ölü kalblerin ihyâ olduğunu, nazar-ı iltifât-ı Ehl-i Beyt-i Mustafâ ile halkın bugün nâr-ı cahîmden âzâd olacağından bahsetmiş o zâta. O zât demiş ki, "Vallâ hacı olduğuma pimân oldum" demiş. Ve o fukarâyı kapısından mahrûm göndermiş. Fakat o evden çıkdığı vakitde, bitişik mağazada bulunan bir gayr-i müslim, yahudi varmış, o çağırmış, demiş ki, "Nedir senin ihtiyâcın? Seni ben çok mahzûn ve mükedder görüyorum". Demiş ki, "Sen ne karışıyorsun benim ne ihtiyâcım olduğuna, ben bir mü'minim, müslimim, Muhammedîyim, bir Muhammedînin kapısına geldim. O benim kardeşim, o beni mahrûm gönderse de ben sana derdimi açmam" demiş, "bende gayret-i islâm var" demiş. O yahudi ona demiş ki, "O zâtdan istediğin bir ihtiyâcın vardı, bu parayı ben sana vereyim, ihtiyacını gör, îcâb ederse bunu borç kabûl et, istersen bunu bana gerisin geri getir" demiş. "Karşılığında bir fâiz yâhud bir menfaat beklemiyorum, işini gör" demiş. "Teşekkür de istemiyorum" demiş. O vakit, o zât gözünden yaş dökerek, mü'minden göreceği yardımı bir gayr-i müslimden gördüğüne taaccüb ederek, ufak bir para, meselâ bugünün parasıyla yüz lira kadar bir para almış. İhtiyâcı varmış, o parayı almış oradan, çıkmış gitmiş. 
O gece o zengin hacı, âlem-i manâda, yani rüyâ âleminde, kıyâmet kopmuş ve sıratı geçmiş, bir köşke gelmiş. Cennet köşklerinden bir köşk aöma üzeri cevherlerle, yâkutlarla süslenmiş. Yani kalemlerin yazıya dökebileceği, dillerin tarif edebileceği gibi değil, ne görülmüş, ne işitilmiş. Köşkün üzerinde o müslümanın ismi kayıtlı, Hacı Hüseyin Efendi'nin köşkü diye yazılı. Hacı Efendi köşke girmek isteyince melekler mâni olmuşlar, "Düne kadar bu köşk senindi, Aşr-ı Muharrem'de kapına gelen bir mü'mini mahzûn etdiğin için bu köşk senden alındı ve bir yahudiye verildi" demişler ve hacının ismini silmişler, yahudinin ismini oraya asmışlar. Rüyayı müslüman görüyor, hacı görüyor. 
Sabahleyin kalkmış adam, etekleri tutuşmuş. Gelmiş yahudiye, dedi, "Sen gâliba bir müslümana dün yardım etdin". "Etdim" demiş yahudi, "Ne olacak?". "Ne verdin ona sen, ben sana vereyim o parayı" demiş. "Yüz lira verdim" demiş yahudi. "Al sana yüz lira" demiş hacı. Yahudi, "Olmaz" demiş. "İki yüz vereyim", "Olmaz". "Beş bin vereyim", "Olmaz". "Yüz bin vereyim", "Olmaz". "İki yüz bin", "Olmaz". "Beş yüz bin", "Olmaz" demiş yahudi. "Yâhu sen yüz lira verdin, ben sana beş yüz bin lira veriyorum, niçin kabûl etmiyorsun" deyince, "Hacı efendi senin gördüğün köşkü ben de gördüm. O köşk beş yüz bin liraya verilmez" demiş. "Ben islâm ile müşerref oldum, Allah benim başıma îmân tacını giydirdi, Aşr-ı Muharrem'de yapdığım hayırdan dolayı" demiş. 
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön